Almanya'nın masalsı şehri: Heidelberg

Heidelberg, savaşlar sırasında Almanya'da bombalanmayan nadir şehirlerinden olması dolayısıyla Orta Çağ'dan bugüne uzanan mimarisi, şehri ikiye bölen Neckar Nehrinin ihtişamı ve kırmızı taşlı kalesiyle yoğun ilgi görüyor.

Yerel Gerçek

HEİDELBERG (AA) Almanya'nın beşinci büyük şehri olan ve Avrupanın finans ve kültür merkezi olarak kabul edilen Frankfurt Maina kara yoluyla yaklaşık 1 saat mesafedeki Heidelberg, tarihi, kültürel ve doğal özellikleriyle ön plana çıkan bir kent.

Ich hab mein Herz in Heidelberg verloren / Kalbim Heidelberg’de kaldı mısralarıyla şarkılara konu olan Heidelberg, dünyada romantizm şehri olarak da biliniyor.

BadenWürttemberg eyaletindeki kent, birçok tarihi üniversitenin yanı sıra bilişim, tıp ve makine alanında Avrupada tanınan önemli merkezler arasında yer alıyor.

Kenti eski ve yeni diye ikiye bölen Neckar (Çılgın) Nehrinde modern bent sistemi sayesinde deniz taşımacılığı da yapılırken, birçok geminin geçtiği nehir üstünde araç ve yolcu trafiğine açık çok sayıda köprü bulunuyor.

CarlTheodor Köprüsü kentin simgesi olarak kabul ediliyor

Bunlardan biri olan, 200 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğindeki CarlTheodor Köprüsü, tarihi kaleyle birlikte kentin simgesi olarak kabul ediliyor. Bazı bölümlerinde restorasyon çalışmaları halen devam eden köprüye gelen çiftler, sevgilerinin simgesi kilitleri buraya bırakarak, dilek tutuyor ve fotoğraf çektiriyor.

Şehri gezmek için bisiklet ya da araç kiralanabilen kentin en önemli turistik merkezi, hakim tepedeki Heidelberg Kalesi.

Kente özel kırmızı taşlarla 13. yüzyıldan itibaren inşa edilmeye başlandığı bilinen kale, bazı kuleleri yıldırım, yangın ve diğer sebeplerle zarar görse de ihtişamını hala koruyor.

UNESCO tarafından koruma altına alınan sembol yapıya, teleferikle ya da yaya ulaşılabiliyor.

Roma İmparatorluğuna da tanıklık etmiş tarihi kale, girişindeki eski saat kulesi, saray bölümündeki 185 bin 500 litrelik dünyanın en büyük ahşap fıçısı ve eczane müzesi ile turistlerin ilgisini çekmeyi sürdürüyor.

Kentle ilgili tüm kartpostallarda yer alan Heidelberg Kalesi, tiyatro, opera ve klasik müzik etkinliklerine de ev sahipliği yapıyor.

Filozofların uğrak mekanı

Kentte, Almanya’nın en eski okulu Heidelberg Üniversitesi de yer alıyor. Özellikle tıp alanında önemli akademik kurumlardan biri olan üniversitenin yer aldığı kent, Johann Wolfgang Von Goethe, Friedrich Hegel ile Max Weber gibi düşünür ve filozofların her dönem ilgisi çekmeyi başarmış.

Neckar Nehri tarafından ikiye ayrılan kentin yeni olarak ifade edilen bölümünde yer alan Kutsal Dağın eteklerinde ise Filozoflar Yolu bulunuyor.

Tarih boyunca üniversitelerde görev yapan akademisyenler, şehri ziyarete gelen bilim adamları ve filozofların yürüyerek, tartışmalar yaptıkları patikanın çevresinde çeşitli meyve ağaçları yer alıyor. Şimdilerde halkın yürüyüş yaptığı Filozoflar Yolunun bitimindeki seki, turistlerin fotoğraf çekmek için uğradıkları mekanların başında geliyor.

Sadece yayalara açık Hauptstrassede dükkanlar, mağazalar, kafeler, restoranlar, oteller ve bazı tarihi kiliseler de yer alıyor.

Noel günlerinde kurulan Marktplatzda yılbaşına özgü renkli hediyelik eşyalar, Almanlara özgü krep ve pasta ile bazı sıcak ve soğuk içecekler ilgi görüyor.

Heidelberge 45 dakikalık mesafede yer alan Sinsheim Otomobil ve Teknoloji Müzesi, yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği mekanların başında geliyor.

Dünyada bilim ve teknik konusunda yaşanan ilerlemeyi görmek isteyenlerin tercih ettiği müze iki ayrı bölümden oluşuyor.

Biletlerin yaklaşık yirmi avroya satıldığı müzenin ilk bölümünde motosiklet modelleri, Formula1 ile çeşitli yarış arabaları, antika bisikletler, model uçak ve helikopterler ile buharlı lokomotifler dikkati çekiyor.

Üç boyutlu savaş cephesi konseptiyle düzenlenen bölümde, Alman askerlerinin kullandığı tankları, zırhlı araçları, topçu bataryalarını, İkinci Dünya Savaşında denize düşürüldükten yıllar sonra çıkarılarak, müzede sergilenen, dış yüzeyi çürümüş Alman savaş uçağını görmek mümkün.

Müzede, Alman askerlerinin üniforma, madalya ve özel eşyaları da camekanlı bir bölmede ziyaretçilere gösteriliyor.

Concorde ile Tupolev uçaklarına yoğun ilgi

Müzenin ikinci kısmında ise havacılık tutkunlarına hitap eden uçaklar bulunuyor. Ziyaretçiler, terasta sergilenen uçakların içine girilebiliyor.

Yaklaşık 30 metrelik yükseklikte asılı halde sergilenen, 1970li yıllarda üretilen Concorde FBVFB müzenin ilgi gören uçakları arasında yer alıyor.

Merdivenlerle çıkılabilen platformda yer alan uçakta yolcu koltuklarının yanı sıra camekanla korunan kokpite gelen ziyaretçiler tarihi uçağın içinde de fotoğraf çekebiliyor.

Concordea rakip olarak Ruslar tarafından tasarlanan Tupolev TU144 uçağı da aynı müzede sergileniyor. 1960lı yıllarda Avrupa ile rekabet nedeniyle yapılan süpersonik yolcu uçağı, 1973te Moskova ve Almatı arasındaki tarifeli seferlerde kullanıldıktan sonra çeşitli gerekçelerle seferden çekilmiş.

Terasında Alman yapımı Junkers Ju 52 ticari uçağın da yer aldığı müzede, hatıra para ve bazı hediyelik eşyaların tasarımı için özel bir robot da yer alıyor.

Ulaşım

Heidelberge Türkiyeden ulaşım, dünyanın en işlek havacılık merkezlerinden biri olan Frankfurt Havalimanından yapılıyor.

Türk Hava Yolları (THY), Atatürk Havalimanından Frankfurta dört geliş, dört gidiş olmak üzere günde 8 tarifeli sefer düzenliyor.

Milli hava yolu şirketi, buna ek olarak, Sabiha Gökçen Havalimanından 5 geliş ve 5 gidiş olmak üzere haftada 10, Esenboğa Havalimanında ise üç gidiş ve üç geliş olmak üzere 6 tarifeli sefer icra ediyor.

THY ile Lufthansanın ortak kuruluşu olan Sun Express ise kış sezonunda Adana, İzmir, Antalya, Kayseri, Ankara, Gaziantepten Frankfurta tarifeli seferler yapıyor.

Pegasus Havayolları da kış sezonunda Sabiha Gökçen Havalimanı’ndan haftanın her günü, Ankara Esenboğa Havalimanı’dan ise sadece cumartesi olmak üzere Frankfurt’a karşılıklı tek sefer düzenliyor. Hava yolu şirketinin, bu şehre Kayseri Erkilet Havalimanı’ndan pazar günü karşılıklı tek seferlik uçuşu da bulunuyor.