Büyük komutan Atatürk 80 yıldır özlemle anılıyor
Yalnızca askeri deha olarak değil, devrimleriyle de tarihe geçen büyük devlet adamı ve lider Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vefatının 80. yılında büyük bir özlemle anılıyor.
ANKARA (AA) Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, cesur ve unutulmaz önderi Mustafa Kemal Atatürk, 80 yıl önce 10 Kasım 1938de Dolmabahçe Sarayında saat dokuzu beş geçe hayata gözlerini yumdu.
Büyük Önder Atatürkün ebediyete intikalinin 80inci yılı
Atatürkün vefatı Anadolunun yanı sıra bütün dünyada da üzüntüyle karşılandı.
Genelkurmay Başkanlığınca oluşturulan, Atatürkün hayatı, kahramanlıkları ve devrimlerinin anlatıldığı internet sitesinde, Ulu Önderin vefatı ile vefatının dünyadaki yankılarına yer verildi.
Buna göre, bütün hayatı mücadele içinde geçen Atatürkün sağlığı, 1937 yılının sonlarına doğru bozulmaya başlamıştı. Ancak Atatürk buna rağmen o dönemde yoğun bir biçimde, bitmeyen bir heyecanla Hatayın ana vatana dahil olması için çalıştı.
Mevcut karaciğer yetersizliği Ocak 1938de daha da belirginleşen Büyük Önder, son günlerini İstanbulda sürekli doktorların gözetiminde geçirdi, 10 Kasım 1938 Perşembe günü saat dokuzu beş geçe Dolmabahçe Sarayında hayata gözlerini kapadı. Ölümü bütün dünyada derin akisler yaptı ve büyük üzüntü yarattı.
Atatürkün vefatı, müdavim tabipleri Prof. Neşet Ömer İrdelp, Prof. Mim Kemal Öke ve Dr. Nihad Reşat beyler ile müşavir tabipler Prof. Akil Muhtar Özden, Prof. Hayrullah Diker, Prof. Süreyya H. Serter, Dr. Kamil Berk ve Dr. Abravaya Marmaralı tarafından yazılan, Reisicumhur Atatürkün umumi hallerindeki vehamet dün gece saat 24te neşir edilen tebliğden sonra her an artarak bugün, 10 İkinciteşrin 1938 Perşembe sabahı saat dokuzu beş geçe büyük şefimiz derin koma içinde terki hayat etmişlerdir. 10 İkinciteşrin 1938. şeklindeki raporla tespit edildi.
Mustafa Kemal Atatürkün naaşı, Dolmabahçe Sarayı salonunda özel bir katafalka yerleştirildi. Türk bayrağına sarılı ve başında silah arkadaşlarının nöbet tuttuğu tabut, üç gün süreyle vatandaşların ziyaretine bırakıldı.
Cenazenin Ankaraya nakil işlemi 19 Kasım Cumartesi günü yapılacaktı. Nakil hazırlıkları o güne kadar sürdürüldü.
Atatürkün naaşı Dolmabahçeden çıkarılmadan hemen önce Ord. Prof. Şerefettin Yaltkaya tarafından cenaze namazı kıldırıldı.
Kortej, Galata Köprüsü’nü geçecek, tabut, Sarayburnu rıhtımına yanaşmış Zafer torpidosuna, oradan Yavuz zırhlısına çıkarılacaktı. Daha sabahın ilk ışıklarından itibaren çok sayıda vatandaş güzergahı doldurmuştu. Atatürkün naaşı, 20 Kasımda Ankaraya getirildi.
Cenazeyi İnönü karşıladı
Cenazeyi Ankara garında, başta Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Meclis Başkanı Abdülhalik Renda, Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, bakanlar, milletvekilleri, komutanlar olmak üzere protokolde bulunanlar karşıladı.
Başbakan Celal Bayar, beyaz trende, tabutun arkasındaki vagonda Atatürkün Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak ve bazı eski arkadaşları ile İstanbuldan gelenler arasında idi.
Türk bayrağına sarılı tabut, istasyondan TBMM önünde hazırlanan katafalka konuldu ve halkın ziyareti başladı. Burada komutanlar ve silah arkadaşları tarafından tutulan saygı nöbeti, 20 Kasım 1938 Pazar günü saat 10.30da başladı ve 21 Kasım 1938 Pazartesi günü, törenin başlayacağı 09.00a kadar devam etti. Her rütbeden 6 subayın yer aldığı 45 nöbet postası ile bu saygı nöbeti gerçekleştirdi.
Cenaze, 21 Kasımda büyük törenle Etnografya Müzesindeki geçici kabrine kondu. Cenaze törenine bütün dünya devletleri özel temsilciler gönderdi. Törende, Çanakkalede ve diğer muharebelerde ona karşı savaşmış yabancı generaller dikkati çekiyordu.
Ebedi istirahatgah için yarışma düzenlendi
Büyük Önder Atatürkün vefatının ardından dönemin hükümetince bir anıt mezar yapılması kararlaştırıldı. Bunun için kurulan komisyon tarafından yer tespiti çalışmaları yapıldı, ardından uygulanacak proje için uluslararası bir yarışma düzenlendi. Yerli ve yabancı katılımcıların toplam 49 projesinden ikisi değerlendirmeye alınmadan elendi.
Yabancı mimarların da bulunduğu juri, yaptığı uzun incelemelerin ardından Alman Profesör Johannes Kruger, İtalyan Profesör Arnaldo Foschini ve İstanbul Mimarlık Fakültesi Profesörü Emin Onat ile Doçent Orhan Ardanın projelerini ödüle layık bularak hükümete bildirdi. Ancak üç eserde de tadilat yapılması gerektiği juri raporunda vurgulandı. Bakanlar Kurulu daha sonra Profesör Emin Onat ile Doçent Orhan Ardanın 25 numaralı projesinin tadilattan geçirilerek uygulanmasına karar verdi.
Projedeki düzenlemeler, yapım sürecinde gecikmelere neden oldu. Düzenlemeler sonunda 9 Ekim 1944te düzenlenen törenle Türkiyenin sembol mekanlarından Anıtkabirin temeli atıldı, inşaatı 1 Eylül 1953te tamamlandı.
Anıtkabire nakil 1953te
Atatürkün naaşının Anıtkabire nakil töreni, ölümünün 15. yılında gerçekleşti. Naaşın Etnografya Müzesine taşınması sırasında halk, güzergahı doldurdu. Nakil töreni saat 09.05te borazanın işaretiyle duyurulan 5 dakikalık saygı duruşuyla başladı. Bu sırada askeri uçaklar müzenin üzerinden uçtu. Saygı duruşunun ardından naaş, askerler tarafından top arabasına konuldu. Top arabasını 1953 mezunu Harp Okulu öğrencileri çekti.
Anıtkabire nakil törenine Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, İsmet İnönü, TBMM Başkanı Şükrü Saraçoğlu ve Atatürkün kız kardeşi Makbule Atadan başta olmak üzere bütün mülki ve askeri erkan ile kalabalık bir halk topluluğu katıldı.
Kortej, Opera, Ulus, TBMM, Gar, Tandoğan meydanı güzergahını takiben Anıtkabire ulaştı. Burada yapılan törende Cumhurbaşkanı Celal Bayar çok duygulu bir konuşma yaptı. Töreni milyonlarca insan radyodan yapılan naklen yayından dinledi.
Atatürkün naaşı, şeref holünde tek parça mermerden yapılan mozolenin tam altında yer alan sekizgen odanın içinde hazırlanan mezarda, İslami usullere uygun olarak, dualarla vatan toprağına defnedildi.
O zaman altmış yedi tane olan her ilden ve Kıbrıstan getirilerek harmanlanan vatan toprağı mezara konuldu.
Bugün de tüm illerden getirilen toprakların numuneleri birer vazo içerisinde, Atatürkün mezarının etrafını süslemeye devam ediyor.
Atatürkün Etnografya Müzesindeki geçici kabrinden 10 Kasım 1953 tarihinde büyük bir devlet töreni ile nakledildiği Anıtkabir, her yıl Ona duyulan minnetle ziyaretçi akınına uğruyor.
Dünyadaki yankıları
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürkün vefatı, kurtarıcısı olduğu Anadolu kadar tüm dünya ülkelerinde de büyük yankıyla karşılandı.
Dünya basınının yanı sıra büyük devlet ve bilim adamları da Atatürkün ölümünden duydukları üzüntüyü, yayımladıkları mesajlarla dile getirdiler.
Ölümünün ardından ABD Başkanı Franklin Roosvelt, Benim üzüntüm iki türlüdür; önce büyük bir adamın kaybından dolayı bütün dünya gibi üzgünüm, ikinci üzüntüm ise bu büyük adamla tanışmak konusundaki içten dileğimin gerçekleşmesine imkan kalmamış olmasıdır. derken, İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth ise İngiliz ulusu, Atatürkün devlet adamı niteliklerini ve ortaklaşa bağlı bulunduğumuz Batı idealleriyle iki ülke arasındaki dostluğun kuvvetlenmesi yönünde yaptıklarını hayranlık ve minnettarlıkla daima anacaktır. ifadesini kullandı.
İngiltere Başbakanı Lloyd George ise Atatürkün vefatının ardından, Arkadaşlar, yüzyıllar, nadir olarak dahi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki o büyük dahi çağımızda Türk ulusuna nasip oldu. Mustafa Kemalin dehasına karşı elden ne gelirdi? değerlendirmesini yaptı.
İngiltere Başbakanı Winston Churchill, 18 Aralık 1938de yayımladığı mesajında, Savaşta Türkiyeyi kurtaran, savaştan sonra da Türk ulusunu yeniden dirilten Atatürkün ölümü yalnız yurdu için değil, Avrupa için de en büyük kayıptır. Her sınıf halkın, onun ardından döktüğü içten gözyaşları, bu büyük kahramana ve modern Türkiyenin Atasına layık bir tezahürden başka bir şey değildir. ifadelerine yer verdi.
İran Şahı Rıza Pehlevi, Dünya tarihinde, Kemal Atatürk gibi, önemli bir görevi kesin şekilde başarı ile sonuçlandıran ve bir ulusun mutlu geleceğini sağlayacak sorumlulukları üzerine alan dürüst insanlara çok ender rastlanmaktadır. derken, İtalya Başbakanı Giovanni Leone, Kemal Atatürk, yalnız yeni Türkiyenin sembolü değil, aynı zamanda çağımızın en ilgi çekici şahsiyetlerinden birisidir. Çalışkan, güçlü ve hür Avrupanın diğer ülkeleri ile iş birliğine sağlam şekilde bağlı olan Türkiye, bugün de onun izinde yürümektedir. değerlendirmesinde bulundu.
Japonya Başbakanı Hayato Ikeda da Atatürk Japonyada, Birinci Dünya Savaşı sonrası yıkımlarından Türkiyeyi kurtararak büyük zafere ulaştıran kahraman ve Osmanlı İmparatorluğu yıkıntılarından yeni Türkiye Cumhuriyetini yaratan büyük bir devlet adamı olarak çok iyi tanınmaktadır. Özellikle Atatürkün Türk dili devrimini gerçekleştirmesi ve dinle siyaseti birbirinden ayırarak Türk toplumunun modernleşmesini sağlama yolundaki çabalarına karşı büyük bir hayranlık duymaktayız. dedi.
Pakistan Devlet Başkanı Muhammet Ali Cinnah ise Atatürkün bölgedeki başarılarına vurgu yaparak, Onun ölümüyle sadece Müslümanlar değil, bütün dünya şimdiye kadar gelmiş en büyük insanlarından birini kaybetti. değerlendirmesini yaptı.