Eyüpsultan'daki çeşmelerden tarih akıyor
Eyüpsultan'daki tarihi çeşmeleri, sanat tarihçisi ve araştırmacı Hülya Yalçın ile konuştuk.
İstanbul’un fethinden sonra sur dışında ilk yerleşim yeri olan Eyüpsultan’da bulunan tarihi çeşmeleri, Eyüpsultan Araştırma Merkezi’nden (EYSAM), sanat tarihçisi ve araştırmacı Hülya Yalçın’la konuştuk...
Türk ve İslam toplumlarında yapılan çeşmeler, temizlik ve su ihtiyacını karşılamak adına inşa edilmiştir. Yapılan çeşmeler ait olduğu dönemin mimari özelliklerini taşıyan birer sanat eseri olma özelliğine sahiptir.
Özellikle Osmanlı’da çeşmeler şahıslar tarafından çoğunlukla hayır amaçlı yaptırılırdı. İstanbul başta olmak üzere Osmanlı topraklarında padişahların, saray mensupları ya da devlet erkânının yaptırdığı çok sayıda çeşme bulunur.
İstanbul’un fethinden sonra sur dışında ilk yerleşim yeri olan Eyüpsultan, çeşme bakımından zengin bir yapıya sahip bir ilçe olma özelliği taşıyor.
Eyüpsultan’ın farklı yerlerinde farklı amaçlarla yaptırılmış tarihi çeşmeleri, Eyüpsultan Belediyesi’ne bağlı Eyüpsultan Araştırma Merkezi’nde görevli sanat tarihçi, araştırmacı Hülya Yalçın’la konuştuk...
Eyüpsultan’da kaç tane tarihi çeşme bulunuyor? Bu çeşmeleri kim yaptırdı? Çeşmeler hangi mimari özellikler taşıyor? Çeşmelerle alakalı ne gibi çalışmalar yapılıyor? Sorularına cevap aradık.
“SUYUN İSLAMİYETTE VE DOLAYISIYLA OSMANLIDA ÖNEMİ ÇOK BÜYÜKTÜR”
Toplumumuzda çok çeşme yaptırılmasının nedenini İslamiyette suyun çok önemli olmasıyla ilişkilendiren Hülya Yalçın, "Suyun önemi İslamiyette ve dolayısıyla Osmanlıda çok büyüktür. Onun için de hayır yapmak isteyen herkes birer çeşme yaptırmaktadır. Bunun sebebi çeşme suyu aktığı sürece çeşmeyi yaptıran kişi için edilen duaların devam ettiği inancıdır. Çeşme yaptırmak, yaptıran kişi için hayır getirecek bir olay diye düşünülmektedir" diye konuştu.
“EYÜPSULTAN’DA TOPLAM 99 TANE ÇEŞME YER ALMAKTADIR”
Eyüpsultan’da tescillenen, tescili yapılmayan ve kayıp çeşmeler olmak üzere toplam 99 tane çeşmenin olduğunu belirten Yalçın, sözlerine şöyle devam etti:
"Bunun dışında şadırvan, yine su tesisi olarak kuyular var. Rami semtinde çok yoğun kuyu var. Çünkü başlangıçta Rami bölgesinde su yoktu. Onun dışında sarnıçlar var, ‘Kırkçeşme Tesisleri’nde su kemerleri, havuzlar ve bendler var. Surların kenarında Hirami Ahmet Paşa Mescidi’nin tam karşısında bir maksem var. Bulunan maksem, Kırkçeşme Tesisleri’nin bütün suyunun İstanbul’a dağıtıldığı bir yerdir"
Çeşmelerin hat sanatının en güzel örneklerinin bulunduğu yapı unsurları olduğunu belirten Yalçın, Eyüpsultan’da çeşme yapımının Fatih Sultan Mehmet zamanında başladığını, bu dönemden az sayıda örneğin günümüze ulaştığını belirtiyor.
Hülya Yalçın bunun sebebini şöyle açıklıyor:
"Fatih Sultan Mehmet, fetihten hemen sonra savaşta yer almış önemli paşalarına ‘burayı yerleşim yerine çevirin’ demiştir. Yerleşim, Osmanlı’da bir caminin etrafında şekillendiği için herkes öncelikle bir cami yaptırmıştır. Ondan sonra evler yapılmıştır. O dönemden günümüze kalan çok çeşme örnekleri yoktur. Ancak Kanuni döneminde çeşme yapımları en üst noktaya ulaşmıştır"
“BAROK DÖNEMİNE AİT GÜZEL ÖRNEKLER MEVCUT”
Barok mimarinin etkili olduğu dönemde Eyüpsultan’da bu mimariye ait çeşitli çeşmelerin yapıldığını belirten Hülya Yalçın, bazı çeşmeler hakkında yanlış bilinen bilgiler de olduğunu belirtti.
"Barok olan dönemde çok güzel çeşme örnekleri mevcut. Şah Sultan’ın, Mihrişah Sultan’ın, Pertevniyal Valide Sultan’ın yaptırdığı çeşmeler vardır. Zalpaşa Caddesi’nde bulunan Kanuni döneminde minyatür sanatçısı olup aynı zamanda da paşa olan Nakkaş Hasan Paşa’nın yaptırdığı bir çeşme vardır. Çok ilginçtir! Bu çeşme hakkında yanlış bilinen bilgiler vardır. Çeşme türbenin cephesine oturtulmuştur. Üstünde sadece suyla ilgili bir ayet vardır. Ama herkes çeşmenin başka birisine ait olduğunu düşünmektedir. Çünkü yanında bir kitabe vardır. O kitabe daha geç tarihte vefat eden ve Nakkaş Hasan Paşa türbesine defnedilen bir kişiye aittir. Herkes çeşmeyi o kişinin yaptırdığını zanneder ancak çeşme türbe ile birlikte yapılmıştır. Yani çeşmeyi Nakkaş Hasan Paşa yaptırmıştır"
Sanat tarihçi Hülya Yalçın, Eyüpsultan’da bulunan meşhur çeşmeleri yerinde inceleyerek şöyle bilgiler verdi:
"Pertevniyal Valide Sultan Çeşmesi, Eyüpsultan’da Defterdar İskelesi, Demirhisar Caddesi üzerinde, Haliç Köprüsü’nün bir ayağının altında yer almaktadır. Haliç Köprüsü’nün altında yer alan çeşme 1856 yılında yaptırılmıştır. Abdülaziz’in annesi ve 2. Mahmud’un eşi olan Pertevniyal Valide Sultan, İstanbul’a çeşitli hayır işleri yaparak önemli eserler yaptırmıştır
Semiz Ali Paşa Çeşmesi, Eyüpsultan’da Cezeri Kasım Paşa Camii karşısında Zal Paşa Caddesi ile Baba Haydar Caddesinin birleştiği köşede yer almaktadır. Çift yüzlü çeşmedir ve 16. yüzyıla aittir. Kitabeli cephesi diğer cephesine göre daha yüksektir. Çatısı dahil her tarafı kesme taştan yapılmış muhteşem görünüşlü bir çeşmedir. Ön cephe çeşmesi Hz. Hüseyin'in, diğer taraftaki çeşmesi ise Hz. Hasan'ın ruhu için yaptırılmıştır. Çeşme, Sadrazam Semiz Ali Paşa tarafından 1558’de yaptırılmıştır. Kitabenin daha sonra 1013 (1604) yılında yazıldığı, şairi Bülbüli tarafından belirtilmektedir"
HAKKINDA BİR ÇOK YAYIN BULUNAN ‘ÇİNİLİ ÇEŞME’
Nişanca Mahallesi Çinili Çeşme Sokağı ve Gülsuyu Sokağı karşısında bulunan ‘Çinili Çeşme’ diğer adıyla ‘Ali Çelebi Çeşmesi’ oldukça meşhur olup hakkında bir çok yayın vardır.
Yalçın, ‘Çinili Çeşme’ hakkında şöyle bilgiler verdi:
"Dörtgen planlı çeşmenin cephesi kesme taştan inşa edilmiştir. Basık sivri kemerli niş içerisinde, ayna taşı ve iki tane bardaklık, etrafında ise dikdörtgen profilli silme yer alır. Kesme küfeki taşı ile tamamlanmış saçağı vardır. Sivri kemerin kilit taşının altında ve bardaklık içlerinde çiniler mevcut yerinde dururken, dikdörtgen silme etrafında bulunan çinilerin çoğu çalınmıştır. 17. yy sonu- 18. yy başına tarihlenmekte olan çeşme süslemelerinde kullanılan çinilerden dolayı ender örneklerdendir.
“ÇEŞMELERİ KAYIT ALTINA ALARAK TARİHSEL BİR HAFIZA OLUŞTURUYORUZ”
Eyüpsultan Araştırma Merkezi olarak yaptığımız çalışmalardan bir tanesi de bize gelen öğrencileri/araştırmacıları çeşmelere yönlendiriyoruz. Çeşmelerin rölövelerini alıyorlar. Restorasyon projelerini hazırlıyorlar. Belki o projeleri alıp hemen işlem yapmamız mümkün olmuyor ancak elimizde bir kayıt olmuş oluyor. Onun dışında varolan bütün çeşmelerin projelerini ve alınmış kurul kararlarını topluyoruz.
EYSAM olarak aynı zamanda çeşmelerle ilgili bir yayın hazırlıyoruz. Eyüpsultan’daki bütün çeşmelerin var olan tüm kaynaklarda ne şekilde anlatıldığını araştırarak karışıklığa sebep olan tüm problemleri düzelterek başvurulacak bir kaynak olması için bir çalışma yürütüyoruz. Çeşmeleri kayıt altına alarak tarihsel bir hafıza oluşturuyoruz. Bu çalışmalar sırasında tamire ihtiyacı olan çeşmeleri de tespit ediyoruz ve bu durumu belediyemizdeki ilgili birimlere bildirerek bu konuda gerekli tedbirlerin alınmasını ve eyleme geçilmesini sağlıyoruz. Mülkiyet sorunu olmayan çeşmelerin restorasyonu ve projelendirmesi yapılarak çalışma başlatılıyor. Bu şekilde yirmiye yakın çeşme projelendirip restore ettirildi"
Sanat tarihçi Hülya Yalçın, sözlerini şöyle bitiriyor:
"Eyüpsultan’da yaşayan bizlerin yaşadığımız yeri sahiplenme bilincine vakıf olması gerekiyor. Her şeyi restore etsek de bir süre sonra çeşmeler olsun camiler olsun tahrip edilebiliyor. Bu konuda herkesi duyarlı olmaya davet ediyoruz"