'FETÖ'den üç aşamalı inkar stratejisi'
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmalar sonucunda elde edilen deliller kapsamında, haklarında dava açılan sanıklar, mahkemelerde hesap veriyor.
İSTANBUL (AA) ENES CAN/MUSTAFA HATİPOĞLU Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel, Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin haklarında dava açılan sanıkların, dosyadaki net delillere rağmen inkar yolunu seçmesiyle ilgili, ''FETÖ 15 Temmuz darbe davalarında inkar stratejisini, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den aldıkları talimat doğrultusunda uygulamaya koymuşlardır. Örgütün, 'Ne olursa olsun inkar et!', 'Örgütü Akla!', 'Örgüt elemanı arkadaşlarını satma!' şeklinde üç aşamalı inkar stratejisi bulunuyor." dedi.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimine ilişkin yürütülen soruşturmalar sonucunda elde edilen deliller kapsamında, haklarında dava açılan sanıklar, mahkemelerde hesap vermeye devam ediyor.
Kimi darbe sanıkları, soruşturma aşamasındaki ifadesini dava açıldıktan sonra değiştirirken, kimisi de itiraf içeren ifadelerini geri çekiyor. Darbe sanıklarının birçoğu, yargı karşısında haklarındaki suçlamaları reddedip inkar yolunu seçerken, dosyadaki deliller ise bu savunmaların tam aksini belgeliyor.
Birçok darbe davasına müdahil olarak da katılan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın avukatı Ahmet Özel, darbe davalarında yargılanan sanıkların inkar stratejilerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.
Örgüt elebaşının ifadesi inkara yönelttiAvukat Özel, darbe sanıklarının soruşturma aşamasındaki kolluk ile savcılıktaki ifadeleri ve hakeza müdafileri nezaretinde Sulh Ceza Hakimliğindeki sorguları esnasında, yer, zaman, kişi, araç, vakıa bağlamında somut ikrarlarında, kovuşturma safhasında adeta tek bir merkezden kumanda edilirmişcesine, aynı yönde ve istisnasız her birinin şamil inkara yönelmiş olmalarının, firari elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt üyelerine "dağılmamaları, çözülmemeleri ve paniklememeleri" yönündeki talimatı kapsamında olduğunu söyledi.
İnkar yönteminin, sanıklar tarafından ceza yargılanmalarında kullanılan bir davranış olduğunu ifade eden Özel, 15 Temmuz darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının hemen akabinde ihanetin FETÖ ile irtibatının, faillerin ikrarlarıyla açığa çıktığını söyledi. Özel, firari elebaşı Gülen tarafından 250 vatandaşın şehadeti ve binlerce vatandaşın gazi olmasının "tiyatro" olarak nitelendirildiğine dikkat çekti.
Avukat Özel, örgüt elebaşının bu nitelendirmesinden sonra, tutuklu bulunan örgüt üyeleri üzerinde tekevvün ettirilen örgütsel motivasyonun etkisi altında, sanıkların sistematik tarzda soruşturma safhasındaki ikrarlarından inkara yöneldiğini ifade ederek, bunun aslına bakıldığında örgütsel aidiyetin tezahür edişinin apaçık bir delili olduğunu söyledi.
FETÖ elebaşından üstü örtülü talimatİlk olarak elebaşı Fetullah Gülen'in inkar yöntemini seçtiğini belirten Özel, şunları kaydetti:
"15 Temmuz silahlı kalkışması ve kanlı darbe girişiminin hemen akabinde, darbe girişimine katılmış bir kısım sanıkların, FETÖ/PDY terör örgütü üyesi oldukları ve anılan silahlı kalkışmanın da FETÖ/PDY terör örgütünün organizasyonunda gerçekleştiğine dair samimi ikrarlarda bulunmaya başlamaları üzerine, bunun önünü alabilmek amacıyla FETÖ elebaşının alelacele yabancı medya kuruluşlarının karşısına geçerek; kurucusu ve yöneticisi olduğu terör örgütünün düzenlediğine yönelik sınırsız delil ve kanıtın bulunduğu, 250 insanımızın da şehit olmasına neden olan 15 Temmuz darbe kalkışması için pişkince 'tiyatro', 'Hollywood filmi gibi' ifadeler kullanmak suretiyle darbe girişiminin başrolünde olduğunu inkar cihetine giderek, 'Eğer ortada benim bu işe karıştığıma dair kanıt varsa, hemen Türkiye'ye dönerim' sözleriyle adeta gözaltına alınan ve tutuklanan darbeci FETÖ/PDY terör örgütü üyelerine hangi yönde ifade vermeleri gerektiğine dair üstü örtülü talimat göndermiştir."
Gülen'in ilerleyen süreçte yabancı medya kuruluşlarından birine verdiği sözde röportajda kendini aklamaya dönük "kuru laf kalabalığı" niteliğindeki açıklamalarda bulunduğuna değinen Özel, böylece Gülen'in, adeta 15 Temmuz darbe girişimine iştirak etmekten gözaltına alınan ve tutuklanan örgüt üyesi teröristlere soruşturma ve kovuşturmaları sulandırma bağlamında izlemeleri gereken yolu ve yöntemi de gösterdiğini vurguladı.
FETÖ elebaşının 22 Temmuz'daki ilk sözde sohbetinde, bir yandan gözaltına alınan, tutuklanan örgüt mensuplarına dağılmamaları, çözülmemeleri ve paniklememelerine dair talimatlar verdiğini ifade eden avukat Özel, "Diğer yandan da Türkiye Cumhuriyeti'ni, kucağında oturduğu batılı iş birlikçilerinin müstemlekesi haline getirme amacını havi FETÖ patentli 15 Temmuz darbe girişimine kanlarını dökme pahasına karşı duruş sergilemiş aziz şehitlerimiz ile muhterem gazilerimizi 'ahmaklıkla' itham etme gaflet, dalalet ve hatta apaçık hıyanetini göstermek suretiyle kendi kirlenmiş ve kararmış iç dünyası ve ruh halini dışa kusmuştur." diye konuştu.
"Örgüt üyeleri bilinçli olarak inkar stratejisi izlediler"Darbe girişimine iştirakten tutuklu bulunan bir FETÖ/PDY üyesinin, soruşturma safhasında tutuklu olduğu cezaevindeyken aynı cezaevindeki başka bir askeri personele göndermeye çalışırken yakalanan mesajının içeriğinde, "15 Temmuz'un bir son değil, bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Sürecin bu şekilde devam etmeyeceği ortada. Maç 90 dakika, henüz bitmedi" şeklinde ifadelerin yer aldığını belirten Özel, bunun terör örgütü kurucusu ve elebaşı firari sanık Gülen'in örgütüne dönük direktif ve talimatları doğrultusunda olduğunu söyledi.
Avukat Özel, FETÖ elebaşının "Sabır edin zafer gelecektir. Şiddetli olabilir, bu yangının devam edeceğine kimse inanmıyor. Herkes yerinde dimdik durmalı, Allah'ın huzurunda eğilenler, kimsenin karşısında eğilmez. İdama götürseler bile eğilmez. Bunların hepsinin akıbetine bakarsanız, kanalizasyona yuvarlanıyor gibi bir akıbetle sonuçlanıyor. Hiç tereddüdünüz olmasın." şeklindeki sözlerine dikkat çekerek, "Bu sözleri ile arz etmekte olduğu, bire bir paralelliği ve sanki araya karbon kağıdı konulmuşçasına benzerliğin, işbu noktada yargılanan sanıklar bağlamında soruşturma ve kovuşturma aşamasındaki ifade ve beyanların farklılaşmasının değerlendirilişinde ve de atılı silahlı terör örgütüne üye olma suçunun sübutunda nazarı dikkate alınması, hukuken zorunluluk arz etmektedir." dedi.
Soruşturma aşamasında şüphelinin, kovuşturma aşamasında sanığın, gerçeği söylememe, susma yahut yalan söyleme imkanları arasından bir seçim yapabileceğini ifade eden Özel, "Sanığın yalan söyleme, başka bir deyişle doğruyu söylememe hakkının bulunduğu açıktır. Ancak doğruyu söylememe, FETÖ/PDY üyelerinin karakteristik özelliğine dönüşmüş ve örgüt üyeleri örgütün amaçları doğrultusunda yalan söylemeyi mübah sayan bir anlayış ile hareket ederek, mahkemeler huzurunda bilinçli olarak inkar stratejisi izlemişlerdir." diye konuştu.
Darbecilerin inkar örnekleriDarbeci eski tuğgeneral Özkan Aydoğdu'nun, 13 Ağustos 2016'da, İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğüne verdiği ifadede, "...Komutan yardımcısı kurmay başkanı beni karşıladılar ve ellerinde bir emir vardı. Yazılı bir emirdi. Muhabere merkezinden yeni çıktısı alınmış. Alıp okuduğumda, incelediğimde sıkıyönetim emri idi, Genelkurmay Başkanlığından gelen bir yazı idi. 2 gün önce de, 13 Temmuz günü saat 14.30 sıralarında Albay Uzay Şahin, 19.00 sıralarında Albay Muzaffer Düzenli gelmiş ve bilgi aktarımında bulunmuştu. Genel itibarıyla bildirilen bilgiler ile gelen yazının içeriği aynıydı. TSK bir bütün olarak emir komuta birliği içerisinde, sıkıyönetimle yönetime el konularak, bana yapmam gerekenleri söylediler. Yani kısaca albayın bana söyledikleri ile 15 Temmuz sıkıyönetim ilam ile ilgili gelen yazılı metin aynı şeylerdi. Bana kendisi tarafından komuta kademesinin darbe konusunda hem fikir olduğu söylendi...'' şeklinde bulunduğu beyanı aktaran Özel, Aydoğdu'nun, darbe girişiminden haberdar olduğunu ve ikrar ettiğini söyledi.
Özel, Aydoğdu'nun mahkeme huzurunda alınan ifadesinde ise büyük şehirlerde ses getirici büyük bir terör eyleminin gerçekleşeceği duyumunun alındığı nedeniyle görüştüklerini, darbenin d'sinin dahi konuşulmadığını, telaffuz bile edilmediğini beyan ettiğini ve örgütün inkar stratejisini izlediğini belirtti.
Avukat Ahmet Özel, darbeci Eyyüp Gürler'in ise 13 Ağustos 2016'da, kolluk kuvvetlerine verdiği ifadede, ''Muzaffer Albay ile konuştuğumda bana darbe türü bir faaliyet olacağını söylemesi üzerine, ben de kendilerine görevim ne diyerek sordum. Muzaffer Albay bana, 1. Ordu Karargahında herhangi bir çatlak ses olmamasını sağlamamı söyledi. Ben de görevi kabul ettim ve gerektiği zaman İstanbul dışında bulunan birliklerin İstanbul'a sevkini sağlamamı istedi...'' şeklinde beyanda bulunduğunu aktardı.
Mahkeme huzurunda darbeci Gürler'in de tüm suçlamaları reddettiğini ve inkar stratejisini izlediğini vurgulayan Özel, eski Hava Harp Okulu Alay Komutanı albay Hüseyin Ergezen'in de, İstanbul'un işgali için Hava Harp Okulu öğrencisi örgüt elemanlarının İstanbul'a sevk emrini vermesi, darbe öncesi pek çok toplantıda darbecilerle bir araya gelmesi, kamera görüntüleri, örgütün sözde "sivil imamı" Kemal Batmaz ile olan telefon görüşmeleri gibi birçok somut delili inkar ettiğini kaydetti.
Darbecinin "Polis araçlarını vurun" talimatı tespit edildiAnkara 17. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılanan darbeci eski yarbay Sanık Özcan Karacan'ın, darbe gecesi Ankara'da pek çok bölgeye saldırı düzenleyen helikopter pilotlarına, polis araçlarının vurulması talimatı verdiğini, örgütle gönül bağı olduğunu kendi ilk ifadesinde belirttiğini söyleyen Özel, şöyle devam etti:
"25 Ağustos 2017'de ilk ifadesini veren Karacan, darbenin FETÖ tarafından yapıldığını, ailesinin dahi kendisinin örgüt elemanı olduğunu bilmediğini, darbe emirlerini darbeci Ünsal Coşkun'dan aldığını, telsiz kayıtlarında yapılan tespitleri kabul ettiğini beyan etmiştir. Telsiz kayıtlarında 'polis araçlarına ateş edin' şeklinde emir verdiği, kendisine sorulduğunda bunu da kabul etmiş, kendisine verilen emirleri yerine getirdiğini kabul etmiştir. Özcan Karacan telsiz kayıtlarında yapılan tespite göre, 'Tüm polis araçlarını vurun' şeklinde talimat vermiştir."
Özel, Karacan'ın da daha sonraki beyanında telsiz kayıtlarının sahte olduğunu, uydurma olduğunu ileri sürerek, somut delilleri inkar ettiğinin altını çizdi.
Üç aşamalı inkar stratejisiDarbe davalarında buna benzer daha birçok inkar içeren beyanların bulunduğuna işaret eden Avukat Özel, bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere FETÖ'nün, 15 Temmuz darbe davalarında inkar stratejisini, örgüt elebaşı Fetullah Gülen'den aldıkları talimat doğrultusunda uygulamaya koyduklarını kaydetti.
Özel, örgütün, "Ne olursa olsun inkar et!", "Örgütü akla!", "Örgüt elemanı arkadaşlarını satma!" şeklinde üç aşamalı inkar stratejisinin bulunduğunu belirtti.
Örgütün tüm bu stratejisini uluslararası alanda propaganda faaliyetlerinin de temeli olarak gördüğünü ifade eden Özel, "Tüm bu taktik ve manipülasyonlar yoluyla örgüt, uluslararası alandaki meşruiyetini diri tutmaya çalışmakta, 'kontrollü darbe' söylemi ile ayakta kalmaya çalışmaktadır." dedi.