ANKARA
Amerikan New York Times (NYT), Amerikan NBC News, Washington Post ve Wall Street Journal gibi ABD medyasının önde gelen kuruluşlarında yer alan yazı ve analizlerde ABD Başkanı Donald Trumpın gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili yaptığı açıklamalar sert şekilde eleştirildi.
ABD Başkanı Trumpın salı günü, ABD Merkezi Haberalma Teşkilatının (CIA) Cemal Kaşıkçı cinayeti ile ilgili bilgileri değerlendirmeye devam ettiğini belirten ve Veliaht Prens Muhammed bin Selmanın (cinayetle ilgili) bilgi sahibi olabileceği şeklindeki açıklamaları ve Trump'ın Suudi Arabistan yönetiminin yanında durmaya devam edeceğinin sinyalini vermesi ABD'de büyük öfkeye yol açtı.
Trump, Suudi Arabistan'ın anlattıklarını yuttu
Amerikan New York Times gazetesi Yayın Kurulu, Trump'ın Kaşıkçı cinayeti ve Suudi Arabistan hakkında yaptığı açıklamaya ilişkin, Trump, CIA'nın vardığı sonucu ve Amerikan değerlerini görmezden gelip Cemal Kaşıkçı cinayetinde Suudi Arabistan'ın anlattıklarını yuttu. değerlendirmesinde bulundu.
Gazete Yayın Kurulu, kaleme aldığı Trump, Suudi Arabistan'ın değerlerini savunuyor başlıklı yazıda, Aslına bakılırsa Trump, Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi ne kadar yanlış olursa olsun, sorumluları kim olursa olsun, Suudi rejiminin yanında olacağını söylemiş oldu. ifadesine yer verdi.
Trumpın açıklamasında kullandığı dünya çok tehlikeli bir yer ifadesine dikkat çekilen yazıda, Trump, Suudi Arabistan ya da başka yerlerdeki zorbaları cesaretlendirerek dünyayı daha da tehlikeli bir yer haline getiriyor. denildi ve Trumpın ilişkilerinin ticari amaçlı olduğu vurgulandı.
Adaletin yerini bulması için Cemal Kaşıkçı cinayetinin tüm detaylarıyla ortaya çıkarılması gerektiği vurgulanan yazıda, Suudi Arabistan Veliaht Prensi de dahil olmak üzere Suudi Arabistandaki hiç kimsenin, yaptıklarının hesabını vermekten kaçamaması gerekir. değerlendirmesi yapıldı.
Suudi Arabistan tarihinde böyle bir serseri operasyon yoktur
NYT gazetesinde yayımlanan analiz ve görüş yazılarında, Trumpın Cemal Kaşıkçı cinayetine ilişkin yaptığı açıklama sert şekilde eleştirildi.
Pulitzer ödüllü yazar Thomas Friedman, NYT'deki köşesinde, Trump'tan Kara Cuma indirimi: petrol, silahlar ve ahlaki değerler başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan'dan gelen bir suikast timi tarafından öldürülerek, cesedinin parçalandığını vurgulayan Friedman, Noel, Suudi Arabistan Veliaht Prensi için bu yıl erkenden ve Kaşıkçı cinayetindeki rolü nedeniyle hapishaneden kurtul şeklinde geldi. değerlendirmesinde bulundu.
Friedman, Suudi Arabistanın Kaşıkçı cinayetini serseri bir operasyon olarak nitelendirdiğini anımsatarak, Suudi Arabistan tarihinde, ülke liderlerinin en yakın danışmanları ve korumaları tarafından yapılan böyle serseri bir operasyon yoktur. Bu mutlak bir monarşi. ifadesine yer verdi.
Trumpın Bin Selman'a baskı yapabileceğini belirten Friedman, Bunun yerine Trump, gelecekte 450 milyar dolarlık silah satışı sözünü aldığı Muhammed bin Selmanın Kaşıkçı cinayetinden paçayı sıyırmasına izin verdi. görüşünü paylaştı.
Friedman yazısında, ortadoğuda bu kadar çok kötü eyleme fon sağlayan bizim petrol bağımlılığımız. En alçak cinayette bile başka yollar aramamıza neden olan petrol bağımlılığımız. Silah satışı için adaleti bir kenara bırakmamızın doğru olduğunu düşündüren petrol bağımlılığımız. ifadesini kullandı.
Trump, Suudi Arabistan'ı affederek diktatörlere yol gösteriyor
NYT'de Mark Mazzetti ve Ben Hubbard imzasıyla, Trump, Suudi Arabistanı affederek, diktatörlere yol gösteriyor başlıklı analizde Trumpın ittifaklarını ticari bir mesele gibi gördüğü belirtilerek, Salı günkü mesaj, yabancı liderler için bir kılavuz haline gelebilir. Bu kılavuzla, yabancı liderlerin, Amerikan başkanı gözündeki yerlerini nasıl yükseltebilecekleri, ayrıca ABD'yi sinirlendirmeden, kendi ülkelerindeki muhalifleri bastırmak için ne kadar ileri gidebileceklerini gösterebilir. görüşüne yer verildi.
ABD yönetiminin mevcut Ortadoğu politikasını, İsraili koruma, terörle mücadele ve İranı geri püskürtme üzerine kurduğuna işaret edilen analizde, şunlar kaydedildi:
Trump, yaptığı açıklamanın belirli kısımlarında, Suudi Arabistan ile ilişkileri ve Kaşıkçı cinayetini açıklarken, Suudi yetkililerin bile önüne geçti. Trump, Suudi Arabistan'ı İsrailin çıkarlarına hizmet ettiği için övmüş olsa da Suudi Arabistanın İsrail ile resmi bir ilişkisi yok. Ayrıca Trump, Suudilerin Cemal Kaşıkçı'yı devlet düşmanı ve Müslüman Kardeşler üyesi olarak tanımladığını belirtti ancak Suudiler toplum önünde böyle bir suçlamada hiç bulunmadı. Veliaht Prensin kardeşi ve Suudi Arabistanın Washington Büyükelçisi olan Prens Halid bin Selman bile Kaşıkçı'yı dost olarak tanımlamıştı.
Analizde, Trumpın söz konusu açıklamasının ABD Kongresi üyelerinden de tepki topladığı belirtildi.
3 neden: Petrol, İran ve terörizm
Amerikan NBC News'de yayımlanan bir analizde, Dış politika uzmanları Suudi Arabistanı desteklemeye devam etmemiz için 3 neden görüyor: petrol, İran ve terörizm. Bunların hiçbirinin somut bir yanı yok. değerlendirmesi yapıldı.
NBC News'de Mark Hannah imzasıyla Trump'ın Suudi Arabistan'a desteği CIA ile çelişiyor, ulusal güvenliği altüst ediyor ve milyonlarca hayatı riske sokuyor. başlıklı bir analiz yayımlandı.
CIA'nın hafta sonu Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın Kaşıkçı cinayetinin emrini verdiği sonucuna ulaştığına dair haberlere işaret edilen makalede, buna rağmen Trumpın ABD'nin Suudi Arabistan'a desteğini sürdüreceğini belirttiği aktarıldı. Suudi Arabistan'ın uzun zamandır sorun çıkardığına vurgu yapılan makalede, Washington yönetiminin inatçı şekilde bu ülkeye desteğinin giderek savunulacak bir tarafı kalmadığına işaret edildi.
Yemen'deki savaşın öncüsü Suudi Arabistan, ama buna imkan tanıyan da ABD
Yemen'de 2015'te başlayan iç savaş nedeniyle açlığın ve ölümlerin had safhaya ulaştığının, ayrıca Suudi Arabistan önderliğindeki koalisyonun ABD yapımı bombalarla düzenlediği hava saldırılarında masum sivillerin can verdiğinin altı çizilen makalede, Bu savaşın öncüsü Suudi Arabistan, ama buna imkan tanıyan da ABD. ifadesi kullanıldı.
ABD'nin petrol üretiminde Suudi Arabistan ve Rusya'yı geçtiği, Kanadanın da ABD'ye Suudi Arabistan'dan 4 kat daha fazla petrol sattığına işaret edilen makalede, Bizim Suudi Arabistan'dan petrol ithalatı ihtiyacımızdan ziyade, Suudi Arabistan'ın bize petrol ihraç etmeye ihtiyacı var. Yenilenebilir enerji kaynakları geliştikçe, Suudi Arabistan'a petrol konusundaki bağımsızlığımız da güçlenmeli. değerlendirmesine yer verildi.
Makalede, Suudi Arabistan'ın belirli terör örgütlerine destek verdiğinin bilindiğine işaret edilerek, Suudi Arabistan'ın terörizme karşı siper olduğu düşüncesi aleni şekilde aptalca. görüşü savunuldu.
Ortadoğu politikamızı yeniden düşünmenin zamanı geldi, geçiyor
ABD'de ocak ayında görevine başlayacak Kongrenin, ülkenin Suudi Arabistana askeri desteğini sona erdirmesi için fırsatı olduğunun vurgulandığı makalede, Demokrat, Liberaller ve Cumhuriyetçilerin bir araya gelerek, Trump yönetiminin Suudi Arabistan'a verdiği umarsız desteğe son vermesi için cephe oluşturması çağrısı yapıldı.
ABD-Suudi Arabistan ilişkilerine dair zor kararların alınması gerektiğine işaret edilen makalede, Dünyanın en baskıcı otokrasilerinden birisine verdiğimiz gereksiz ve savunulacak bir tarafı olmayan bir desteğe odaklanan Ortadoğu politikamızı yeniden düşünmenin zamanı geldi, geçiyor. Yeni Kongre, stratejik sorumluluk ve ahlaki felaket halini alan bu ittifaka bir son vermeli. vurgusu yapıldı.
ABDnin Ortadoğudaki çıkarları, silah satışı, petrol ve İran olarak indirgenebilir
Amerikan Wall Street Journal Yayın Kurulu, Trumpın bakış açısından bakıldığında, ABDnin Ortadoğudaki çıkarları, silah satışı, petrol ve İran olarak indirgenebilir. Bu aptalca, diyecek başka söz yok. değerlendirmesinde bulundu.
Wall Street Journalın Yayın Kurulu, kaleme aldığı Trumpın İlkel Real Politiği başlığıyla kaleme aldığı yazıda, Trumpın, Kaşıkçı cinayetine ilişkin önceki gün yaptığı açıklamada, Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Selman cinayetten haberdar olabilir de olmayabilir de! ifadesine atıfta bulunuldu.
Yazıda, Trumpın açıklamasında Ortadoğudaki kanlı gerçeklere değindiği belirtilerek, Trump, açıkça görülen gerçeklik ile Amerikan idealizminin arasında bir denge kuramıyor gibi görünüyor. ifadesi kullanıldı.
Katar ve Yemen gibi konularda olduğu gibi Muhammed bin Selman'ın ABD'nin Ortadoğudaki çıkarlarını zaman zaman zora soktuğuna işaret edilen yazıda, Kaşıkçı cinayetine izin vermemiş olsa bile, Prens Muhammedin Kaşıkçının kaçırılıp Suudi Arabistan'a getirileceğini bildiği kesin. görüşü belirtildi.
ABD Başkanının önüne yeterince para yığ, bir cinayet kelimenin tam anlamıyla yanına kar kalabilir
Washington Post yazarı ve CEO'su Fred Ryan, dünyadaki tiranlara açık ve tehlikeli bir mesaj gönderildi: ABD Başkanının önünce yeterince para yığ, bir cinayet kelimenin tam anlamıyla yanına kar kalabilir. değerlendirmesinde bulundu.
Ryan, Washington Posttaki makalesinde, Trump, Suudi Arabistanı gazeteci Cemal Kaşıkçının acımasızca katledilmesinden akladı. ifadesine yer verdi.
Trumpın Kaşıkçıyı Suudilerin devlet düşmanı etiketiyle karaladığını savunan Ryan, ABD Başkanının bu açıklama vesilesiyle dünyaya 33 yaşındaki Suudi Veliaht Prens Muhammed Bin Selman ile ilişkisini Kaşıkçı cinayetine feda etmeyeceğini ilan ettiği yorumunu yaptı.
Ryan, Trumpın Suudi Arabistan açıklamasının Amerikan menfaatlerini korumadığını, aksine ülke çıkarlarına ihanet ettiğini öne sürdü.
Açıklamada Trump'ın güvenliğe vurgu yaptığını hatırlatan Ryan, "Yeterince para verip silahlarımızı satın alan herkes için değerlerimizden vazgeçen bir diplomasi için çifte standart uygulamak dünyayı daha da güvenli bir yer haline getirmiyor" ifadesini kullandı.
Suudi Veliaht Prens Bin Selmanın büyük kıyımlara neden olduğunu ileri süren Ryan, bunlar başka ülkeler tarafından işlenseydi ABD tarafından büyük tepkiyle karşılanacağını kaydetti.
CIA detaylı soruşturmasında Kaşıkçının öldürülmesi emrinin Veliaht Prens tarafından verildiği sonucuna ulaşıldığını belirten Ryan, CIA'in bulgularını ihmal etmek için bir sebep varsa Başkan (Donald Trump) derhal bu kanıtı kamuyla paylaşmalı. Bu yönde bir delilin olmaması durumunda ve Trump'ın liderlik yapmada başarısız olması dikkate alınarak, şimdi Amerikan kutsal değerleri ve daimi menfaatlerini savunarak Amerika'yı öncelemelidir. görüşünü paylaştı.
Muhabir: Emel Öz Gözellik