sağ sabit BOLUKBASI

İSTANBUL'UN 'YEREL GERÇEK' HABERLERİ

  • Dolar 33.9008
  • Euro 37.6352
  • GR ALTIN 2809.6
  • ÇEYREK 4627.6

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gençliği ihmal eden bir milletin istiklali tehdit altında demektir

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Gençliği ihmal eden, gençlerine sırtını dönen, onların ruh ve gönül dünyalarının imarı için gerekli özeni göstermeyen bir milletin istikbali ve istiklali tehdit altında demektir. dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Gençliği ihmal eden bir milletin istiklali tehdit altında demektir
  • 17 Kasım 2018, Cumartesi 22:00

İSTANBUL (AA) Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sinan Erdem Spor Salonunda 2018 Yılı Mevlidi Nebi Haftası Açılışında yaptığı konuşmada, pazartesi gecesi idrak edilecek Leylei Mevlidi tebrik etti.

Peygamber Hazreti Muhammedin veladeti vesilesiyle bir senei devriyesine ulaşmayı nasip ettiği için Yüce Mevlaya sonsuz hamd ettiğini ifade eden Erdoğan, daha sonra Askın İle Meydana Geldim Ya Rasulallah naadını okudu.

Sen olmasaydın alemleri yaratmazdım sözüne mazhar olan, alemlere rahmet olarak gönderilen sevgililer sevgilisi Peygamberi Zişan Efendimize salat ve selam gönderiyorum. diyen Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

Peygamberler sultanının, dünyaya teşriflerinin yıl dönümünün ülkemiz, milletimiz ve ümmeti Muhammed için manevi bir uyanışa, yeni bir dirilişe, yeni bir şahlanışa vesile olmasını Yüce Mevladan niyaz ediyorum. Allahın selamı, Ehli Beytin, Ashabı Kiramın ve 14 asırdır kalplerimizi ilim, hikmet ve irfanlarıyla yoğuran tüm hak aşıklarının üzerine olsun diyorum.

Geride bizler için rehber almamız gereken bir örnek bırakmıştır

Mevlidi Nebi idrak etmeye vesile olan, bu güzel atmosferde gönülleri buluşturan Diyanet İşleri Başkanlığına, başkan ve ekibine şükranlarını sunan Erdoğan, bu güzel geceyi vesile kılarak yapılan etkinliklerin, toplantı ve çalışmaların, insanlık için öğretici bir fırsata, bir tefekkür ve tezekkür fırsatına tahvil olmasını diledi.

Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:

Yüce Rabbimiz Kuranı Kerimde, Andolsun ki Resulullah, sizin için, Allaha ve ahiret gününü umanlar ve Allahı çokça zikredenler için güzel bir örnekler vardır. buyuruyor. Hazreti Ayşe validemiz, Resulallah Efendimizi Aleyhissalatü Vesselam, yürüyen Kuran olarak tarif ediyor. Evet, Peygamber Efendimiz Aleyhissalatü Vesselam, sadece Kuranı Kerimin vahyine aracılık etmemiş, aynı zamanda onu bilfiil yaşayarak, kendi benliğinde ve kendi ruhunda müşahhas hale getirerek, geride bizler için rehber almamız gereken bir örnek bırakmıştır.

Siyeri Nebi, Efendimizin hayatı olmasının yanı sıra bizler ve gelecek nesiller için bir referans kaynağıdır. Onun hayatı sadece ümmeti için değil, kendisinden sonra gelen tüm insanlık için de en güzel rehberdir. Sünnet ve siret olmadan İslamın yaşanması mümkün değildir. Bir Müslümanın, sünnet ile Peygamberimiz Aleyhissalatü Vesselam örnek hayatıyla olan bağı ne kadar güçlü ne kadar muhkem ne kadar kavi ise dini ile olan bağı da o derece güçlüdür, sağlamdır. Bunun için Peygamber Efendimizin Aleyhissalatü Vesselam hayatının her safhasını, her aşamasını takip ve tatbik etmeliyiz.

Gençliği, evliliği, aile reisliği, yaşlılığı, dostluğu, savaşçılığı, idareciliği, tüccarlığı, mücadeleleri, kazaları ile Hazreti Muhammed Mustafa sallallahu aleyhi ve sellem hayatımızın her safhasının rehberidir.

Hazreti Muhammedin, resul olmadan önce de emin olduğunu ifade eden Erdoğan, Kendisi insanın aşağıların en aşağısına düştüğü cahiliye toplumunda dahi Muhammedül Emin olarak tanınıyordu. O 63 yıllık ömrünün her aşamasını, ümmeti ve tüm insanlık için bir edep, ahlak, muhabbet timsali olarak yaşayan bir eşrefi mahlukattı. Öyle ki onun hayatına kast etmek için gelenler onda hayat bulurlar, ona husumet besleyenler onda sevgiyi ve şefkati öğrendiler. diye konuştu.

Gençlik insan ömrünün en kıymetli hazinesi

Peygamberin bizlere İnananlar kardeştir. ilahi mesajını iletmekle kalmadığını müminlerin kardeşliğini hayatının her zerresine nakşettiğini dile getiren Erdoğan, Peygamberin yetimlerin başını okşayarak, kız çocuklarının diri diri toprağa gömüldüğü karanlık bir dönemde kız çocuğu sahibi olmakla övünerek insanlara merhameti öğrettiğini anlattı.

Erdoğan, cenneti annelerin ayaklarının altına sererek gerçek sevgiye kimin layık olduğunu gösteren Hazreti Muhammedin, ümmetine vedasında Kimin bende alacağı varsa alsın ya da helal etsin. Rabbime tertemiz varmak isterim. diyerek kul hakkının önemini öğrettiğini kaydetti.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanların soyları üzerinden üstünlük yarışına girdiği bir dönemde Siyah derili olanın beyaz derili üzerine, beyaz derilinin de siyah derili üzerine bir üstünlüğü yoktur. ikazıyla Allah katında herkesin eşit olduğunu öğreten Peygamberin emin kişiliğiyle, adaletiyle, hakkaniyetiyle, merhametiyle, edep, tevazu ve hayasıyla insanlığın önünde yepyeni bir dünyanın, yepyeni bir hayatın kapılarını açtığını vurguladı.

Bu seneki Mevlidi Nebi Haftası temasının peygamber ve gençlik olarak belirlenmesini son derece önemli bulduğunu belirten Erdoğan, şöyle devam etti:

Elbette hepimizin, Ümmeti Muhammedin tüm fertlerinin onun yaşantısından alacağı dersler, ibretler, örnekler bulunuyor. Ancak özellikle gençlerimizin Peygamber Efendimizin aleyhissalatu vesselam hayatını, onun kutlu mirasını öğrenmesi, sindirmesi bilfiil tatbik etmesi çok büyük önem arz ediyor. Allah Resulü hesap gününde arşın gölgesinde toplanacak yedi sınıf kimse arasında neşe ve huzuru Rabbine ibadette arayan, ona kulluk ederek tertemiz bir hayat içinde büyüyen gençlerin de olduğunu müjdeler. Zira gençlik insan ömrünün en kıymetli hazinesi, hayatının bahar mevsimidir. Gençlik aynı zamanda bireyin şahsiyet ve karakterinin teşekkül ettiği en kritik dönemdir. Gençliğin enerjisini, heyecan ve cesaretini çok iyi bilen efendimiz risalet vazifesinin ilk günden itibaren gençlere çok yakından ilgilenmiştir.

Peygamberimize ilk iman edenler gençlerdir

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Hazreti Muhammedin en çok da gençlerin, genç yüreklerin peygamberi olduğunu dile getirerek, onun döneminde İslamın daha çok gençlerin eliyle, gençlerin mücadelesiyle inkişaf ettiğini, geliştiğini söyledi.

Peygambere ilk iman edenlerin, onun getirdiği ilahi mesajı ilk kabul edenlerin gençler olmasının asla tesadüf olmadığını vurgulayan Erdoğan, ilk Müslümanların kahir ekseriyetinin 30 yaşın altındaki gençlerden teşekkül ettiğini dile getirdi.

İnanç, teslimiyet ve kahramanlığın timsalini Hazreti Ali Radıyallahu Anhın İslamla müşerref kılındığında 10 yaşında olduğunu, Taifte Peygambere atılan taşlara karşı vücudunu siper eden Zeyd bin Harisenin de 15 yaşında olduğunu ifade eden Erdoğan, Tebük seferinin sancaktarı Zeyd bin Sabitin 11 yaşında, Habeşistana İslam mührünü vuran Cafer bin Ebu Talibin de 17 yaşında olduğunu kaydetti.

Erdoğan, Hazreti Ömerin oğlu Abdullahın iman ile şereflendiğinde 13 gibi çocuk denebilecek bir yaşta olduğunu, Mekkenin gözde gençlerinden Musab bin Umeyrin de 18 yaşındayken Müslüman olup ailesi tarafından hapsedildiğini anlattı.

Peygamberin bu gerçeği Yaşlılar beni tekzip ederken gençler bana iman etti. diyerek anlattığını belirten Erdoğan, Hazreti Peygamberin gençlere iyiyi, güzeli, hakkı, hakikati anlatarak rehberlikte bulunduğunu, heyecanlarını iman ve güzel ahlakla insanlığa hizmete yönelttiğini, onun rehberliğinde gençlerin hayatlarının en coşkun çağını saadet asrına dönüştürdüğünü, İslam medeniyetinin iman, bilgi, hikmet, marifet ve ahlakla neşvünema bulmasına büyük katkılar sağladıklarını anlattı.

Diyanet İşleri Başkanını dinlerken, onların gençlik merkezleri üzerinde yaptıkları çalışmanın ne kadar önemli olduğuna vurgu yapmak istediğini belirten Erdoğan, Allah yardımcıları olsun, çok teşekkür ediyorum. Çünkü ne varsa, burada var. Gençliğimiz üzerinde yapacağımız çalışmalar bizleri geleceğe çok daha farklı hazırlayacaktır. dedi.

Son 17 yıldır gençlerimize büyük önem verdik

Erdoğan, Nurettin Topçunun Gençlik geleceğin tohumudur. sözlerini anımsatarak, şöyle devam etti:

Gençliği ihmal eden, gençlerine sırtını dönen, onların ruh ve gönül dünyalarının imarı için gerekli özeni göstermeyen bir milletin istikbali ve istiklali tehdit altında demektir. Bizler de Resuli Kibriya Efendimizin sünnetini uygun bir şekilde son 17 yıldır gençlerimize büyük önem ve öncelik veriyoruz. Eğitimden iş hayatına, siyasetten devlet yönetimine kadar her alanda gençlerimizin önünü açmaya, onlara milli bir kimlik ve öz güven aşılamaya çalışıyoruz. En önemlisi de gençlerimizi tekrar medeniyet değerleriyle buluşturacak onlara bu dünyadaki varlık gayelerini hatırlatacak projeler yürütüyoruz. Gezi olaylarıyla başlayan ve 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle zirveye çıkan hadiseler bize bu konudaki en küçük bir ihmalin dahi ne büyük sorunlara, sıkıntı ve acılara yol açabileceğini göstermiştir. Bu ülkenin gençliğine yapılacak en büyük kötülük onları hayat damarları olan medeniyet değerlerimizden koparmak olacaktır. Her karış toprağı şehit kanlarıyla sulanmış Türkiye maalesef uzun yıllar böyle bir zihniyetin boyunduruğu altında kalmıştır. Allah Allah nidalarıyla vatanlaştırılan bir ülkenin camileri, minareleri tam 18 yıl boyunca ezanı muhammediye hasret bırakılmıştır. Bakın şimdi yeniden bu hortlatılıyor. Yeniden bu gündeme getiriliyor. Asla başaramayacaksınız. Benim aziz milletim bir daha o günlere dönmeyecek.

Erdoğan, asırlar boyunca İslamın sancaktarlığını yapmanın gururunu yaşayan bir milletin torunlarının öz yurdunda garip, öz yurdunda parya haline getirildiğini dile getirerek, Bu ülke camilerin ağırlara çevrildiği, ihmalkarlıktan yıkıldığı, sırf birilerine şirin gözükmek için kapılarına kilit vurduğu günler yaşamıştır. Bu millet ilim, irfan, hikmet sahibi alimlerine zulmedildiği, Kuran eğitiminin dahi ancak gizli, saklı bir şekilde verilebildiği karanlık yıllara şahitlik ettik. İnsanların sakalından, kılık kıyafetinden dolayı takibata uğradığı dönemlerden geçtik. Kız çocuklarının başörtüleri sebebiyle üniversite kapılarından geri çevrildiği, üniversite kapılarında ikna odalarının kurulduğu utanç sahnelerine şahit olduk. Türkiye, üstadın ifadesiyle Allah ve ahlak demenin yasak olduğu, din adına ne varsa her şeyin yer altına itildiği günleri gördük. diye konuştu.

Gençliklerinin ilericilik adına zifiri bir karanlığın, modernlik adına faşizmin, Batılılaşma namına din ve millet düşmanlığının hüküm sürdüğü bir atmosferde geçtiğini dile getiren Erdoğan, bunları yaşadıklarını aktardı.

Bunun mücadelesini vermek benim asli görevim

Erdoğan, bu ülkenin gençlerinin sağcısolcu denilerek birbirlerine kırdırıldığını belirterek, Yüreği vatan ve millet sevgisiyle dolu körpe fidanların umutları çalındı. 21. yüzyıl Türkiyesinde kendi çocuklarımızı ülkemizdeki üniversitelerde okutamamanın hüznünü bizzat yaşadık. Ben bunu bir baba olarak yaşadıysam, bunun mücadelesini vermek benim asli görevimdir. Şu anda da bu mücadeleyi veriyorum. Ama Rabbime hamdolsun bu işi aştık ifadelerini kullandı.

Şimdi de bu işi artık daha ileri taşımak gerektiğini vurgulayan Erdoğan, göreve geldikleri andan itibaren de tüm enerjilerini ülkeyi bu kesif atmosferden kurtarmak için harcadıklarını söyledi.

Erdoğan, 16 yıldır mesailerinin kahir ekseriyetini Türkiyeyi özgürleştirmek, medeniyet değerleriyle barıştırmak, yokların, yoksulların, yasakların ülkesi olmaktan çıkarmak yolunda kullandıklarına dikkati çekerek, Hamdolsun şu anda koskoca Almanyanın üniversitelerinde 3 milyon genç okuyor ama bizim üniversitelerimizde şu anda 8 milyon genç okuyor. Nitelik itibariyle eksiklerimiz yok mu? Var ama onu da 510 yıl içinde Allahın izniyle aşacağız. Onu da kazanacağız. dedi.

Her türlü fikrin serbestçe dillendirildiği bir iklimde yaşıyoruz

Milletin desteği ve dayanışmasıyla tüm bu konularda çok önemli başarılara imza attıklarını ifade eden Erdoğan, bu günü 16 yıl öncesiyle karşılaştırdıklarında her açıdan daha özgür, daha ileri, daha müreffeh bir Türkiyeye kavuştuklarını gördüklerini anlattı.

Erdoğan 2002nin Türkiyesi ile 2018in Türkiyesini karşılaştırdıklarında yasaklardan ziyade özgürlüklerin konuşulduğu, teröre ve şiddete bulaşmadığı sürece her türlü fikrin serbestçe dillendirildiği bir iklimde, böyle bir ülkede yaşadıklarını kaydetti.

Bugün 5 tane millet bahçesi açtıklarını hatırlatan Erdoğan, Onlarla birlikte millet kıraathanelerini açtık ve gerek millet bahçelerinde, gerek millet kıraathanelerinde oralarda derslerini çalışan, kitaplarını okuyan gençlerimizi gördüm. Rabbime hamdolsun bu daha da gelişerek devam edecektir. dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, asıl görevlerinin şimdi başladığına vurgu yaparak şöyle devam etti:

Millet olarak en zor imtihanla asıl şimdi yüzleşiyoruz. Şayet geleceğe serptiğimiz tohumları layıkıyla yetiştiremezsek gençlerimizi istikbale hazırlayamazsak verdiğimiz emeklerin tamamı boşa gidecektir. Gençlerimize Peygamber Efendimizin kutlu mirasını, onun örnek yaşantısını anlatmamız, hepsinden öte sevdirmemiz gerekiyor. Sünneti seniyyeyi merkeze almayan, Resulullahın hayatından beslenmeyen bir yaşantının İslami olması da mümkün değildir. Peygamber Efendimizin nuruyla aydınlanmayan bir kalbin varacağı yer her gün yeni bir ambalajla sunulan sapkın ideolojilerin bataklığıdır. Biz gençlerimize sahip çıkmazsak İstikbalimizi karartmayı hedefleyenler onları farklı tuzaklarla ağlarına çekeceklerdir. Bizim gençlerimize güvenmemiz, tıpkı Resuli Ekrem gibi onlara inanmamız, itimat etmemiz gerekiyor, gençlerimizin gönül dünyalarını mamur etmek için öncelikle onlarla hemhal olmalı, onları yargılamadan önce anlamalı, onların dilini, ilgilerini, dünyalarını kavramaya çalışmalıyız. Gençleri zapturapt altına almak yerine karakterlerini, inşa edebilecekleri ilim, bilim, yabancı dil, spor, sanat, edebiyat, diplomasi, siyaset ve yönetim gibi alanlarda yeteneklerini geliştirebilecekleri imkanlar sunmalıyız. Nebevi metoda uygun bir şekilde gençlerimize sabır ve şefkatle yaklaşarak onlara kulak vermeliyiz, gençleri asla küçümsememeli, kişiliklerini basite almamalı onlara hep iyi örnek olmalıyız.

Hatasız kul olmaz diyen Erdoğan, eksikten, kusurdan münezzeh olanın sadece Yüce Mevla olduğunu kaydetti.

Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Gençlerimizin olduğu gibi bizim de yanlışlarımızın, hatalarımızın, noksanlıklarımızın olması hayatın bir gereğidir, gerçeğidir. En büyük erdem yanlışta ısrar etmemektir. Devlet, aile ve ebeveynler olarak hata yapma lüksümüzün bulanmadığı bilinciyle gençlerimizden önce biz kendimizi hesaba çekme cesaretini gösterebilmeliyiz. Bu konuda atacağımız samimi adımların bizi gençlerin dünyasına daha çok yaklaştıracağına inanıyorum. Biz örnek olursak, biz iyi örneklerin güzel örneklerin yolunu açarsak bu ülkenin gençlerin, Kandildeki terör baronlarının, Pensilvanyadaki şarlatanın, televizyon kanallarında sazlı sözlü program yapan ekran soytarılarının ağlarına düşmeyecektir.

Gençlere Veda Hutbesini okumalarını tavsiye ediyorum

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gençlere seslenerek, sözlerine Hazreti Nebinin Aleyhissalatu Vesselamın bir yolculuk esnasında arkasında oturan genç yeğeni Abdullah Bin Abbasa yatığı tavsiyeleri aktararak devam etmek istediğini söyledi.

Gençlerin buna çok dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, tavsiyeleri şöyle sıraladı:

Delikanlı Allahı gözet ki Allah da seni gözetsin. Bir şey istediğinde Allahtan iste. Şunu bil ki bütün insanlar sana fayda vermek için toplansa Allahın takdiri dışında bir yardımları olamaz, bütün insanlar sana zarar vermek için toplansa, Allahın takdiri dışında sana hiçbir zarar veremezler. Bu konuda kalemler kaldırmış, sayfalar kurulmuştur. Bu kutlu öğütlerin hepimizi, bilhassa da hayatın cazibesine, dünyanın albenisine daha çok muhatap olan genç kardeşlerime rehber olmasını diliyorum. Genç kardeşlerime, Sevgili Peygamberimizin Veda Hutbesini sürekli olarak okumalarını da tavsiye ediyorum. Buradaki her bir kardeşimin, Kuranın ve Peygamber Efendimizin Aleyhissalatu Vesselamın müjdesine mazhar olarak, hesap gününde arşın gölgesinde toplanacak kimseler arasında yer alacaklarına inanıyorum.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığını, düzenlediği güzel program için kutladığını dile getirerek, sözlerini şöyle tamamladı:

Bu vesileyle özelikle diyanet camiamızı birlik ve beraberlik içinde daha yoğun bir çalışmanın içerisinde olmaya davet ediyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımızı siyasi tartışmaların malzemesi yapma girişimlerini tasvip etmediğimi belirtmek istiyorum. Diyanet camiamızı üzecek, milletimizle diyanet mensuplarının arasını açacak tartışmaların hiç kimseye bir faydasının olmadığını düşünüyorum. Bir kez daha sevginin, rahmetin, merhametin, yoksulların, yolda kalmışların mazlumların ve en başta gençlerin peygamberi Resuli Kibriya Efendimizi, kemali edeple yad ediyorum. Milletimizin ve tüm ümmeti Muhammedin pazartesi gecesi idrak edeceğimiz Leylei Mevlidini şimdiden tebrik ediyorum.

Beğendim 0 Muhteşem 0 Haha 0 İnanılmaz 0 Üzgün 0 Kızgın 0

HABERE YORUM YAZIN

Dikkat! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.


yükleniyor
yukarı çık