"Muhteşem derbi" gibi klasik bir başlık yerine "takımı 3-0 önde olan bir hocanın dramı" bu derbide en öne çıkan olay oldu.
İlk yarı boyunca her topa basan, her yere koşan bir Beşiktaş vardı sahada. Özellikle Gökhan Gönül, Kagawa ve Burak Yılmaz'ın muhteşem oyunu ile devreyi 3-0 önde kapattı. Ancak Kartal'ın kanatları uçmuyordu. Ne Lens ne de Güven oyuna yeterince katkı sağlayamıyordu. Hele Güven... Ona asla Beşiktaş formasını yakıştıramıyorum. Ancak yedeğin yedeği olabilir.
Beşiktaş'ın galip kadroyu koruyarak 2. yarıya başlaması 'normal' olarak değerlendirilebilir. Ancak rakibin 2 ciddi hücum hamlesi yapmışsa senin bunu görmezden gelmen kabul edilemeyecek bir hata. 2. Yarıya en azından oyunda hiçbir varlık göstermeyen Güven'in yerine Caner ile başlamalıydı Beşiktaş. Değişiklikler çok geç geldi.
Quaresma gibi orta ustası bir oyuncun var elinde. Burak Yılmaz gibi kafa vuruşları mükemmel bir santrforun varken sen eğer kanatlarda Güven ve Lens'e şans veriyorsan sana ancak "yeter artık Şenol Hoca" denir. Hatta "elveda".
Adem Ljajiç'in bu takım için ne kadar değerli olduğunu bu maçtaki eksikliği ile çok daha iyi anladık. Umarım hoca bundan sonraki maçlarda kadro hatası yapmadan takımı oynatır. Burak'ın sağında Quaresma, solunda Ljajic, arkasında da Kagawa'yı oynatırsa Beşiktaş'ı hiçbir takım tutamaz.
Takımın kaptanı Oğuzhan adeta imha edildi. Kagawa'yı oyundan alıyorsan yerine Oğuzhan'ı koymalısın. Futbolda her dakikanın önemi büyüktür.
2. Yarıdaki Fenerbahçe'yi kutluyorum. Beşiktaş deplasmanından aldıkları bir puandan öte kazandıkları özgüven onları ilerleyen haftalarda üst sıralara taşıyacaktır.
Yorum haber: Selahattin BÖLÜKBAŞI