ANKARA (AA) - Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası'nda, gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu, soruları yanıtladı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, "dikey mimari yerine yatay mimari tercih edilmesi" konusunda uyarıları olduğu anımsatılarak, Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca hazırlanan "Kentsel Dönüşüm Stratejisi" ve "Mekansal Strateji Planı" ile ilgili çalışmaların hangi aşamada olduğuyla ilgili soru üzerine Kurum, geçmişte yüksek binaların ihtiyaç olduğunu ama bugün şehirlerin siluetini bozan yüksek binaları bilhassa kentsel dönüşümde istemediklerini söyledi.
Türkiye'nin topraklarının yaklaşık yüzde 66'sının, nüfusun da yüzde 71'inin birinci ve ikinci derece deprem bölgelerinde yaşadığına işaret eden Kurum, bugün için ülkedeki 5-5,5 milyon yapının dönüşmesi gerektiğini bildirdi. Kurum, "Bu 2025 yılında 7,5 milyon yapıyı öngörüyor. Dolayısıyla bizim bu yapıları bir an önce dönüştürmemiz şart. Bu kaçınılmaz bir gerçek." diye konuştu.
2012'de Erdoğan'ın öncülüğünde kentsel dönüşüme ilişkin yasa çıkarıldığını hatırlatan Kurum, "2012'den beri yaklaşık 550 bin konutun dönüşümü sağlandı. Önümüzde daha yapılması gereken çok iş var." dedi.
Vatandaşın da kendilerinin de 20-30 katlı dönüşüm projeleri istemediğinin altını çizen Kurum, "O, gecekondu yaşamı içerisinde belki kendi içerisinde mutlu bir yaşam da sürüyor, belki sosyal ihtiyaçlarını tam anlamıyla gideremese de en azından mutlu. Bizim yine kültürümüzü, örf ve adetlerimizi yaşayabileceğimiz yeni mekanlar ve kentler inşa etmemiz gerekiyor. O yüzden de bizim kentsel dönüşümde stratejimiz şu, kesinlikle imar artışı olmayacak, eğer olacaksa da yüzde 20-25'i de geçmeyecek." değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Kurum, yeni yapacakları binaların 4 ya da 5 katlı olacağını vurgulayarak, insanların sosyal ilişkiler içerisine girebildikleri, içinde camisi, millet bahçesi, parkı, meydanı, okulu bulunan örnek şehirler inşa etmek istediklerini anlattı.
"Şehirlerimizin önümüzdeki 50 yılını planlamak istiyoruz"
Çok proje yapmak zorunda olmadıklarına ama yapılanların da örnek olması gerektiğini dile getiren Kurum, "mekansal strateji planı"nın önemine işaret etti.
"Ülkemizin, şehirlerimizin önümüzdeki 50 yılını planlamak istiyoruz." diyen Kurum, bu yüzden mekansal strateji planının kendileri için çok büyük önem arz ettiğini söyledi.
Murat Kurum, bu planlamada kentsel dönüşümün, 7 bölgedeki mimari kültürün estetiğini yansıttığı değerlerin de bulunacağını vurguladı.
"Sultanahmet Meydanı"ndaki yapılaşmanın örnek alındığı, içinde bisiklet ve yürüyüş yolunu zorunlu hale getiren bir mekansal plan hazırlamak istediklerini belirten Kurum, şöyle devam etti:
"Böylelikle lojistik, ulaşım, tarım, turizm ve sanayi anlamında doğru yer neresi, ihtiyaç olan neresi, nüfusumuz hangi yöne doğru büyüyor, şehirlerin ihtiyaçlar nedir? O planda bunları inşallah koyacağız. Önümüzdeki 2023'ü, 2053'ü, 2071'i planlayacak bir planlama olacak. O yüzden biz bu mekansal planı çok önemsiyoruz."
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, arıtma tesisleriyle ilgili Bakanlık olarak cezai işlem yaptıklarına da değinerek, "En son hafta sonunda bakan yardımcımız gitti, arıtma tesisini çalıştırmayan, eksikliği olan işletmelere, belediyelere cezaları kestik, 500 bin liraya yakın bir ceza kestik." ifadesini kullandı.
Mekansal planların oluşturulmasında yerel yönetimlerin rolü ve katkısının ne olacağına ilişkin soru üzerine Kurum, bu konuda yerel yönetimlerin çok önemli olduğunu vurguladı.
Kurum, 1994'te İstanbul'da çöp dağlarının olduğunu, insanların maskelerle gezdiğini anımsatarak, Türkiye'yi sosyal belediyecilikle 1994'te Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın tanıştırdığını söyledi.
Sosyal belediyecilikle birlikte, özellikle son 16 yılda Türkiye genelinde çevre ve şehirlerle ilgili vatandaşların sorunlarını çözmeye dönük çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan Kurum, bu noktada kayyum belediyelerin yürüttüğü çalışmalara dikkati çekti.
"Yüksek katlı bina kesinlikle istemiyoruz"
Bakan Kurum, "Belediye başkanlarımıza şunu söylüyoruz, yüksek katlı bina kesinlikle istemiyoruz. Bunun takipçisiyiz ve bu noktada yüksek bina yapılmasına müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.
Kurum, az katlı, yatay mimariye ve şehre uyacak projeleri önemsediklerinin altını çizdi.
Kentsel dönüşüm çalışmalarına ilişkin soru üzerine Kurum, bu noktada yapılacak yeni düzenlemeye ilişkin tasarının Meclise sunulduğunu hatırlattı.
Kurum, bu düzenlemeye ilişkin, "Kentsel dönüşümde bu işi yapacak firmanın teknik ve mali yeterliliğinin olması gerekiyor. Yoksa yarıda kalan işler veya bu işe hiç başlamak istemeyen firmalar veya yerel yönetimlerimiz var. Dolayısıyla bu işleri yapacak firmaların teknik ve mali yeterliliklerinin aranması gerekiyor, bu projeye başlamadan önce. Bu düzenleme sonrasında biz müteahhitlerimizi sınıflandıracağız." diye konuştu.
İşlerin yarıda kalmaması açısından gücü olanın bu işe girmesi gerektiğini belirten Kurum, şöyle devam etti:
"Bu neticede bir kentsel dönüşüm projesi; buraya gücünüz varsa, bu inşaatı yapabilecek teknik yeterliliğiniz varsa girmeniz gerekiyor. Dolayısıyla buna ilişkin bir düzenleme inşallah geliyor. Bu düzenlemede bu işi tamamlayacak 'tamamlama sigortası' veya Bakanlığın belirlediği bir yeterliliği sağlaması gerekiyor. Bu yeterliliği sağlayan firmalar dönüşüme girecekler. Dolayısıyla vatandaşlarımızın bu noktadaki mağduriyetini de engellemiş olacağız."
"Vatandaşın da devletin de içinde olduğu dönüşüm projesi"
Kentsel dönüşümün "100 metrekare dairem var. Dönüşüm yapıldığı zaman 150 metrekare alayım, binam, evim yenilensin. Müteahhit bundan para kazansın." şeklinde algılanmaması gerektiğine değinen Kurum, dönüşümde mutlaka altyapının, sosyal donatı ihtiyaçlarının düşünülmesi gerektiğini söyledi.
Kurum, Mekansal Strateji Planı, kentsel dönüşümle ilgili planların çok önemli olduğunu dile getirerek, kentsel dönüşüm yapılırken bunun nasıl olacağının, altyapısının çok iyi tespit edilmesi gerektiğini anlattı.
"Kentsel dönüşüm projelerinde vatandaşın da müteahhitin de işin içinde olması gerekiyor. Bakanlık olarak devlet olarak bizim de işin içinde olmamız gerekiyor." diyen Kurum, Bakanlık olarak kentsel dönüşüm çalışmalarında kira, faiz desteği sağladıklarını, gerektiğinde yüzde 20, yüzde 25 imar artışına müsaade edildiğini, vergi, harç muafiyeti sağlandığını aktardı.
Vatandaşın da bu noktada gereken özveriyi göstermesi gerektiğini vurgulayan Kurum, "Vatandaşın da Bakanlığın da devletin de içinde olduğu bir dönüşüm projesi düşünüyoruz." ifadesini kullandı.
"Vatandaşımızı mağdur etmeden dönüşümü yapmamız gerekiyor"
En son Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla Esenler Belediyesine rezerv alanlar verildiğini hatırlatan Kurum, bu alanlar içerisinde sadece Esenler'i değil, bölgenin tamamını ilgilendirecek rezerv konutların yapılabileceğini bildirdi.
Bakan Kurum, "En son Esenler'de Havaalanı Mahallesi'nin hemen yanında askeri bir alan var. Çok büyük bir alan. İnşallah orada da bir Millet Bahçesi yapıyoruz. Bu alanda biz rezerv konut üretip vatandaşımıza ister yerinde oturmak isteyene yerinde taşınmak isteyene hemen yanı zaten, yanında rezerv konut üreteceğiz." dedi.
Bu konutların yatay mimarisiyle, kültürü yansıtan örnek şehircilik projeleri olacağına dikkati çeken Kurum, vatandaşların rızası olmadan kentsel dönüşüm projelerine girilmediğini vurguladı.
Bakan Kurum, "Vatandaşımızı mağdur etmeden bu dönüşümü yapmamız gerekiyor. Zaten devletimiz, Cumhurbaşkanımız bu noktada gerekli finansmanı Bakanlığımıza sağladı. Biz de projelere destek veriyoruz." ifadelerini kullandı.
"Sıfır atıkla ilgili önemli bir düzenleme yapıyoruz"
Çevre ve atık yönetimiyle ilgili düzenlemeleri içeren kanun teklifinin, dün TBMM'ye sevk edildiğinin hatırlatılarak, "Naylon poşetlerden ücret alınması uygulaması ne zaman başlayacak ve nasıl takip edilecek? Bu düzenlemenin çevre kirliliğinin önlenmesine katkısı ne olacak? Yeni dönemde çevre cezalarında artış olacak mı?" sorusu üzerine Kurum, teklifte çevreye yönelik önemli düzenlemelerin yer aldığını belirtti.
Konuya ilişkin gerekli istişarelerin yapıldığını anlatan Kurum, belediye başkanlarının da görüşlerinin alındığını dile getirdi.
Bakan Kurum, "Sıfır atıkla ilgili önemli bir düzenleme yapıyoruz, buna teşvik getiriyoruz, depozito uygulaması getiriyoruz." ifadesini kullandı.
Daha önceki yıllarda su, süt şişelerinin biriktirildiğini, bunların depozitolarının alındığını anımsatan Kurum, şimdi ise bu şişelerin toplanma ihtiyacının hissedilmediğine işaret etti. Teklifte, buna ilişkin hükümler bulunduğunu aktaran Kurum, plastik poşet konusunun da önemli olduğunu vurguladı.
"Denizlerdeki plastik atık miktarı balık sayısını geçecek"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, şöyle devam etti:
"Verilere göre, 2050 yılında plastik atık miktarı, denizlerdeki balık sayısını geçecek. Bu önemli bir veri. Pet şişe 400 yıl, cam şişe 4 bin yılda, metal kutu 10 yılda, plastik poşet 100 yılda geri dönüştürülüyor ve plastik poşeti geri dönüştürebilmenin maliyeti ürettiğinizden daha fazla. Yılda yaklaşık 30, 35 milyar adet plastik poşet tüketiyoruz."
"Plastik poşetlerden 25 kuruş ücret alınacak"
Kurum, 2019'dan itibaren başlayacak düzenlemeyle poşetlerden 25 kuruş ücret alınacağını bildirdi. Temel hedefin plastik poşet kullanımını azaltmak olduğunun altını çizen Kurum, "Türkiye'de bir kişi, yılda ortalama 440 plastik poşet kullanmakta. Poşetleri ücretli hale getirerek kişi başı kullanımı 2019'da 440 adetten 90'a, 2025 yılında ise 40'a düşürmeyi hedefliyoruz. Böylelikle yüzde 90 tasarruf sağlamış olacağız." diye konuştu.
Kurum, vatandaşların da bu konuda bilinçlendirileceğini ifade etti.
Önceki dönemlerde bez çantaların, filelerin kullanıldığını, alışverişin bunlarla yapıldığını anlatan Kurum, "Eski pazar çantalarımıza geri dönmek istiyoruz." dedi.
Denizlerdeki plastiklerin 2050'de balıklardan daha fazla olacağının ürküttüğüne işaret eden Kurum, bunun azaltılmasının da hedeflendiğini dile getirdi. Kurum, bez çantaların, filelerin, kese kağıtlarının satılacağını, bunların kullanılacağını söyledi.
"Uygulamayan işletmelere ceza kesilecek"
Bakanlık ile çevre ve şehircilik il müdürlüklerince denetimler yapılacağını bildiren Kurum, uygulamayı yapmayan işletmelere de ceza kesileceğini belirtti.
Foça'da, Kocaeli'de denizlerin kirletilmesine yönelik yaşananları aktaran Kurum, Foça'daki deniz kirliliğinin temizlenmesi için 25 milyon lira bedel harcandığını, cezai işlem uygulandığını aktararak, şunları kaydetti:
"Deniz kirliliğine neden olan firmalara, gemilere de cezai işlemin miktarını 5 kat artırıyoruz. Kimse bizim denizlerimizi kirletmesin. Bizim 460 tane mavi bayraklı plajımız var ve dünya üçüncüsüyüz. Bunun sayısını biz artıracağız. Plastik poşetle ilgili marketlerimizi denetleyeceğiz, bu uygulamayı yapmayan marketlere de cezai işlem uygulayacağız."
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, teklifin yasalaşmasının ardından da yönetmelik yayımlanacağını sözlerine ekledi.
İstanbul'da Atatürk Havalimanı, Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'nin bulunduğu alan başta olmak üzere millet bahçeleri konusundaki çalışmalar sorulan Kurum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 24 Haziran seçimleri öncesinde "Millet bahçeleri yapacağız" sözü verdiğini, 100 Günlük Eylem Planı'nda da 18 ilde 33 millet bahçesi yapılmasının öngörüldüğünü hatırlattı.
Kurum, millet bahçelerinin bir kısmının tamamlandığını, açılışlarının yapılacağını, bir kısmın projelendirme, bir kısmının inşaat aşamasında olduğunu bildirdi.
İstanbul Başakşehir Millet Bahçesi'nin 360 bin metrekarelik bir park olduğuna dikkati çeken Bakan Kurum, 25 bin metrekaresinde meydan, cami ve okul bulunduğunu, parkta ayrıca gölet, sosyal alanlar, millet kıraathanesi, çocuk ve gençlerin eğlenebileceği, etkinlik yapacağı yerlerle bisiklet ve yürüyüş yolları olduğunu dile getirdi.
Vatandaşa burada her türlü sosyal faaliyeti gerçekleştirme imkanı tanındığını vurgulayan Kurum, şöyle devam etti:
"Cumartesi günü ilk millet bahçelerini Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifiyle açıyoruz. 5 tane millet bahçesi açılışı gerçekleşecek. Başakşehir ve Kayaşehir millet bahçesi açılışını gerçekleştireceğiz. Başakşehir'de Hoşdere millet bahçesi 160 dönüm bir alan. Bu yine cami, okulu, sosyal düzenlemelerin olduğu bir proje. Yine Büyükşehir Belediye'miz tarafından yapılan Zeytinburnu Çırpıcı Çayırı 460 bin metrekare. 6 etaptan oluşuyor. Bunun 4 etabının açılışını gerçekleştireceğiz. Ataköy'de 'Baruthane' dediğimiz yaklaşık 60 bin metrekare alan, millet bahçesine dönüştürdük ve buranın da açılışını cumartesi Sayın Cumhurbaşkanımızın teşrifleriyle gerçekleştireceğiz. Sadece bu parklarla İstanbul'a 1,5 milyon metrekare yeşil alan kazandırmış olacağız."
Tüm illerde en az bir millet bahçesi yapmayı hedeflediklerini vurgulayan Kurum, "Sadece İstanbul'a yapılan millet bahçeleriyle kişi başı yeşil alan miktarını yüzde 10 artırıyoruz. Ankara'daki millet bahçeleriyle kişi başı yeşil alan miktarı yüzde 7,8 artırıyor." dedi.
Kurum, 14 milyon metrekare olan Atatürk Havalimanı'nın da millet bahçesi olarak değerlendirileceğine işaret ederek, "Pistin bir kısmı kullanılacak, diğer kısmında yapacağız. Fuar alanları olacak. Hiçbir şekilde yeni bina yapmadan mevcut binaları da kullanacak şekilde bir düzenleme yapacağız. Bu düzenleme içinde millet kıraathanemiz, sosyal ihtiyaçları giderecek sosyal alanlar olacak. Yaşlılarımızın, gençlerimizin, kadınlarımızın ihtiyaçlarını giderecek yine her türlü sosyal ihtiyaçlar mevcut olacak." diye konuştu.
İstanbul Üsküdar'da da Çamlıca Camisi'nin etrafında Çamlıca Tepesi'ni de içeren bir millet bahçesi düzenlemesi yaptıklarını anlatan Kurum, Esenler'e de bir millet bahçesi kazandırılacağını bildirdi.
"Kanal Ankara Projesi"
Ankara'da Atatürk Kültür Merkezi'nin olduğu yaklaşık 750 bin metrekarelik alanı da millet bahçesine dönüştüreceklerini belirten Kurum, bunun, Ankara'ya yakışır, Ankaralının ihtiyaçlarını giderecek bir proje olacağını söyledi.
Murat Kurum, Mogan ve Eymir Gölü'nü birbirini bağlayan ve İmrahor'a kadar uzanan Kanal Ankara Projesine de değinerek, "Bu vadi projesi yaklaşık 9,5-10 kilometre bir güzergah ve 3 milyon metrekareyi içeriyor. Eymir ile başlayıp, Mogan ile devam eden ve İmrahor'a kadar giden süreci birleştirip, Ankaralımızın vakit geçireceği bir alan haline getirilmesi için uğraşıyoruz." dedi.
Eymir Gölü'nün etrafını millet bahçesine çevirip, bisiklet ve yürüyüş yolları içeren bir düzenlemeye gideceklerini ifade eden Kurum, bunu Gölbaşı'nda da yapacaklarını, buradaki bisiklet ve yürüyüş yollarını artıracaklarını belirtti. Kurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eymir, Mogan ve bu vadi zaten aslında birleşiyor. Eymir'de bir düzenleme yapılmış. Arkasında Mogan var. Mogan biraz atıl durumda. Mogan'ı düzenleyeceğiz, Eymir ile bağlayacağız. Oradan da Eymir'den İmrahor'a kadar giden yaklaşık 10 kilometrelik alanı da düzenleyeceğiz. O güzergah çok güzel herkesin gidip eğlenebileceği, vakit geçirebileceği güzel bir alan haline gelecek. Bu projenin içinde buradaki sosyal ihtiyaçları karşılayacak mescit, çocukların eğlenebileceği parklar, alanlar, çay bahçesi, millet kıraathanesi, dışında hiçbir yapı olmayacak."
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, "İmara açılmayacak mı?" sorusuna da, "Kesinlikle açılmayacak." yanıtını verdi.
"Projeye hiçbir şekilde rant gözüyle bakmıyoruz"
Millet bahçelerinin şehir merkezlerindeki stadyum alanlarına yapıldığını vurgulayan Kurum, "Bunlara değer olarak baktığımızda merkezde stadyum. Bu alanlara biz isteseydik, inşaat yapsaydık şehrin en önemli alanlarında çok büyük değerler elde edebilirdik. Ama ne yaptık? Cumhurbaşkanımız dedi ki, 'Bütün şehir stadyumlarının olduğu yerleri biz millet bahçesine çeviriyoruz.' Biz de bu talimatları aldık. Şu an stadyumlarını dönüştürdüğümüz hemen hemen her ildeki alanı millet bahçesine çeviriyoruz. Biz bu projeye hiçbir şekilde rant gözüyle, imar artışı gözüyle bakmıyoruz, bakılmasına da müsaade etmeyeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.
"Atatürk Havalimanı ile ilgili tarih verebilir misiniz?" sorusu üzerine Kurum, şunları söyledi:
"Biz projelendirme sürecine başladık. Yıl sonuna kadar bir proje de yapmış olacağız. Atatürk Havalimanımız İstanbul Havalimanı'na 29 Ekim'de çok güzel bir törenle taşındı. Orada da çok güzel bir havalimanına kavuştuk. Yaklaşık 90 milyon kapasiteli. Daha önce çukurların, taş ocaklarının olduğu alanı yine çok güzel bir çevre projesiyle etrafa zarar vermeden o atıl alanı, havalimanı haline getirdik. Yaklaşık 8 milyar avro bir yatırım yapıldı ve Sayın Cumhurbaşkanımız 29 Ekim'de açılışını yaptı ve dünyanın en büyük havalimanı olma yolunda gidecek."
Atatürk Havalimanı'nın olduğu bölgenin taşınma sürecinin bitmesine müteakip kendilerine teslim edileceğini belirten Kurum, pistin birinin geçici süre de olsa kullanılacağını, diğer taraftaki alanın önümüzdeki yıl teslim edilmesiyle burada çalışmalara 2019 içinde başlamayı hedeflediklerini kaydetti.
Kurum, "İnşaat sektörümüz çok gelişti. Projelerini yaptık. 2019 yılı başında başlarsak, yıl sonuna da tamamlarız diye düşünüyorum. Orayı etaplar halinde de tamamlayabiliriz." dedi.
"Yaklaşık 8 milyon 600 bin vatandaşımız imar barışından faydalandı"
İmar barışıyla ilgili bilgi veren ve 31 Aralık 2017'den sonra yapılan yapıların imar barışına dahil olmadığına dikkati çeken Kurum, şunları kaydetti:
"Kapadokya'da böyle bir konu meydana geldi. Orada yaklaşık 100 tane kaçak yapı tespit ettik. Kaçak yapılara ilişkin hem yıkım işlemini başlattık hem de kişilerle ilgili suç duyurusunda bulunduk. Bu kişiler, yalan beyanla e-Devlet üzerinden başvuru yapabilirler, yapanlar da var. Bunların tespit edilmesi halinde biz hem yatırdığı parayı irat kaydediyoruz hem de bu başvurusunu iptal ettiriyoruz."
Kurum, 14-15 milyon vatandaşın imar barışından faydalanmasını beklediklerini aktararak, "Bugüne kadar yaklaşık 8 milyon 600 bin vatandaşımız bu uygulamadan faydalandı." dedi.
Yaklaşık 15 milyona varacağını düşündükleri bir başvuru beklediklerini yineleyen Kurum, şöyle devam etti:
"31 Aralık 2018 tarihine kadar bu süreci uzattık. Bu başvuruya ilişkin de yaklaşık 6 milyar lira bedel yatırılmış durumda bugün itibariyle. Bu sistem kolay işlesin diye vatandaşımız başvurusunu e-Devlet'ten yapabiliyor. Bu başvuruları yaptıktan sonra Bakanlığımızın ilgili birimleri, tüm başvurulara gidecekler, yerinde tespitlerini, uydu görüntülerinden tespitlerini yapacaklar. Hepsini teker teker kontrol edeceğiz. Bu yapılar eğer 31 Aralık 2017'den sonra yapılmışsa eğer, bu başvuruları kabul etmeyeceğiz. Yatırdıkları parayı da irat kaydedeceğiz. Kendileriyle ilgili yalan beyandan da suç duyurusunda bulunacağız. Böyle yapan vatandaşımız varsa.
Sahada Rehberlik Teftiş Kurulu Başkanlığımız, denetimleri yapıyor. Yaklaşık 7 bin tane bina tespiti yaptık. Bu binalara ilişkin hem yıkım işlemini başlattık hem de ilgili savcılıklara suç duyurusunda bulunduk. Aynı şekilde 81 ilimizde Cumhurbaşkanımızın talimatlarıyla bir yazılı uyarı gönderdik. 'İlinizde kaçak yapı yapılmasına müsaade etmeyin. Bu kaçak yapılarla ilgili yıkım işlemini de bir an önce gerçekleştirin.' dedik. Yeni düzenlemede bunun da hızlı yapılabilmesine ilişkin, bir aylık bir süreç bekleniyordu. Bu süreci beklemeden yıkımı gerçekleştirecek düzenleme de Meclise tasarı olarak sunuldu vekillerimizce. İnşallah onun da yapılmasıyla birlikte biz, o yaylarımızı, meralarımızı koruyacağız."
"2023 yılında yıllık 20 milyar lira bu işten tasarruf sağlayacağız"
"Sıfır Atık Projesi" ile ilgili de değerlendirmede bulunan Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum, "Biz şu an Türkiye'de atıklarımızın yaklaşık yüzde 75'ini düzenli depoluyoruz, yüzde 85'ini de katı atık bertaraf tesislerinde bertaraf ediyoruz. Baktığınızda bizim geri dönüştürebildiğimiz atıklar yüzdesi yüzde 1. Bu Sıfır Atık Projesi ile bu yüzdeyi biz geri dönüşümünü artırdık. İnşallah 2023 yılında geri dönüşümü daha da artıracağız." diye konuştu.
Murat Kurum, Sıfır Atık Projesi ile atıkları plastik, cam, metal, pil ve organik olarak ayrıştıracaklarını söyledi.
Organik atıkları kompost tesislerinde gübre haline getireceklerini ve öyle kullanacaklarını ifade eden Kurum, biriktirdikleri ve depozito uygulamasını da getirdikleri atıkları ayrıştıracaklarını ve "atmama"yı öğretmeye çalışacaklarını vurguladı.
Bu konuyla ilgili yönetmelik hazırladıklarını belirten Kurum, şunları söyledi:
"Bu yönetmeliği kurumların görüşlerine açtık. İnşallah görüşler gelmesine müteakip, 2019 yılı başı itibariyle bu uygulamayı yaygınlaştıracağız. Şu an yaklaşık 8 bin 500 kamu kurum ve kuruluşunda uygulamaya geçildi. Sayın Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan Hanımefendi, bu projede gerçekten bize çok büyük destek veriyor. Cumhurbaşkanımızın eşi Emine Erdoğan da bizim yanımızda ve bu projenin yaygınlaşması hatta hızlı büyümesi adına bize gerçekten çok büyük destek oluyor. Çok teşekkür ediyorum. Bu projeyi biz 2023 yılında inşallah tüm Türkiye'de uyguladığımız zaman yıllık 20 milyar lira tasarruf sağlayacağız. Bu proje 2017 yılında başlandı. Şu an itibariyle kazandığımız tasarruf miktarı yıllık 2,5-3 milyar lira. 2023 yılında yıllık 20 milyar lira bu işten tasarruf sağlayacağız. Bunları dönüştürmek zorunda kalmayacağımız bir sisteme geçiyoruz."
"Belediyelere, gümüş, altın, platin şeklinde ödül ve destek vereceğiz"
Murat Kurum, bu yönetmelikle kamu, kurum ve kuruluşlarında uyguladıkları sıfır atığı tüm Türkiye'ye yaymayı hedeflediklerini kaydetti.
Önce AVM'ler, oteller, hastaneler, insanların sosyal ihtiyaçlarını giderdiği alanlarda sıfır atığa geçeceklerini dile getiren Kurum, belediyelerin ikili atık toplama sistemine geçeceklerini ifade etti. Kurum, "Belediyelerimize teşvik vereceğiz. Uygulamaya hızlı geçen belediyelere gümüş, altın ve platin şeklinde ödül vereceğiz, destek vereceğiz." dedi.
Sıfır Atık Projesi'ne önce Cumhurbaşkanlığında başladıklarını, akabinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığında devam ettiklerine değinen Kurum, hem Cumhurbaşkanlığına hem de Bakanlığına çöp kamyonunun girmediğini aktardı.
politika
Muhabir Ekip
Yayınlayan Niğmet Koşarhan