İSTANBUL (AA) TCDD Taşımacılık A.Ş Genel Müdürü Veysi Kurt, TCDD Taşımacılık ile Türkiye Lokomotif ve Motor Sanayii AŞ (TÜLOMSAŞ) ve ASELSAN teknik ekiplerinin yoğun çalışmalarıyla üretilen yeni hibrit manevra lokomotifine ilişkin AA muhabirinin sorularını yanıtladı.
TCDD’nin 2013 yılında 6461 Sayılı Kanunla serbestleştiğini ve bu serbestleşme yasasının 2016 yılında yürürlüğe girdiğini anımsatan Kurt, söz konusu kanun gereği TCDD’nin alt yapı işletmesi ve tren işletme olarak ikiye ayrıldığını dile getirdi.
Altyapıdan TCDD’nin sorumlu olduğunu ve tren işletmeciliğinden sorumlu olarak da Taşımacılık A.Ş.’nin kurulduğunu belirten Kurt, Taşımacılık A.Ş.’nin Türk demir yolu ağı üzerinde işletmecilik yapan kamuya ait tek şirket olduğunu ve Türk demir yolu ağı üzerindeki bütün yüksek hızlı tren, yük ve yolcu trenlerini işlettiğini söyledi.
2000’lerden sonra demir yolları devlet politikası haline geldi
Söz konusu kanunla birlikte artık demir yolu ağı üzerinde özel sektörün de faaliyet göstermeye başladığını anlatan Veysi Kurt, “Hükümetimiz ve Cumhurbaşkanımız 2000’lerden sonra demiryollarına farklı bir önem vermeye başladı. 2000’lerden sonra demir yolları artık bir devlet politikası haline geldi. Diğer sektörlerde olduğu gibi demir yolu sektöründe de yerli ve milli teknolojilerin geliştirilmesi çok önemsendi.” ifadelerini kullandı.
Bu konuda siyasi iradenin verdiği büyük destekle ilk milli ve yerli hibrit manevra lokomotifinin üretilmeye başlandığını vurgulayan Kurt, şunları söyledi:
“Ve biz de buradan aldığımız güçle, kamu özel sektör iş birliğiyle bir proje geliştirdik. TCDD Taşımacılık, ASELSAN ve TÜLOMSAŞ iş birliğiyle hibrit manevra lokomotif çalışması başlattık. Bu öneri TCDD Taşımacılık olarak bizden çıktı ama bunun geliştirilmesi birlikte yapıldı. 2017 yılında 10 adet sipariş verdik. Akabinde bunun üzerine çalışmaya başlandı ve bu çalışmalar sonucunda Fransa, Çin ve Japonya’dan sonra hibrit manevra lokomotifi üreten dördüncü ülke olduk.”
Yerlilik oranı yüzde 60 civarında
Veysi Kurt, manevra lokomotifinin yük terminallerinde trenleri hazırlamak için manevrada kullanılan bir lokomotif olduğunu ve şu anda kullanılan lokomotiflerin tamamının dizelle çalıştığını kaydetti.
Yeni hibrit manevra lokomotifin ise dizel ve elektrik olmak üzere 2 farklı enerji türüyle çalışabileceğini anımsatan Kurt, “Bu lokomotifler yüzde 40’a yakın yakıt ekonomisi sağlıyor, ilk lokomotif hemen hemen tamamlandı ve Eylül 2018’de Almanyada düzenlenen InnoTrans Fuarında sergilendi.” diye konuştu.
Yeni lokomotifin aynı zamanda çevreci bir ürün olduğuna dikkati çeken Kurt, bu üründe ilk aşamadaki yerlilik oranının yüzde 60 civarında olduğunu, daha sonraki aşamalarda bunun yüze 80’e kadar çıkarılabileceğini dile getirdi.
Yurt dışına satılma hedefi de var
Şu anda ilk etapta 10 adetlik üretim yapılacağını ve ilkini 2019’da işletmeye almayı planladıklarını belirten Kurt, şunları söyledi:
“Devamında inşallah diğer siparişlerimiz devreye girecek. Tabi belki burada söylememiz gereken bir konu da bu işin fiyatının nasıl olduğu. Dünya emsallerine baktığımız zaman şu anda 2,5 milyon avroluk bir fiyat gözüküyor. Yani biz bunu dışarıdan alsak bize anahtar teslim maliyeti 2,5 milyon avro civarında. Biz ise bunu yaklaşık 1,5 milyon avroya mal etmeyi planlıyoruz.”
Kurt ayrıca milli hibrit manevra lokomotif için 7 şehirde 20ye yakın firmadan parça tedarik edildiğini ve projenin istihdama katkı sağladığını belirterek, bu lokomotiflerin ilk etapta Türkiye için üretildiğini ancak gelecekte yurt dışına da satılmasının hedeflendiğini sözlerine ekledi.