ANKARA EDA ÖZDENER Şehirlerin merkezi noktalarında yer alan, o kentte yaşayanların anılarında mutlaka bir yeri bulunan ve bağımsız işletmeler olarak faaliyet gösteren sinemalar, son yıllarda sayıları azalsa da perdelerini festival filmlerine yer açmaları ve makul fiyat politikaları nedeniyle sinemaseverler için bir alternatif olmaya devam ediyor.
Ankara'nın bağımsız sinema salonlarından birinin yöneticiliğini yapan Seher Bebek Atak, AA muhabirine, uzun yıllardır belli bir çizgiyi koruyarak, sinemaseverleri ağırladıklarını söyledi.
Kendilerinden vazgeçmeyen bir seyirci kitlelerinin bulunduğunu belirten Atak, "Başka Sinema" inisiyatifini de bünyelerinde bulundurduklarını, Avrupa filmlerini izleyiciyle buluşturduklarını anlattı.
Ticari kaygılar nedeniyle vizyon şansı bulamayacak festival filmlerini de izleyiciyle buluşturduklarına işaret eden Atak, "Bu, yolun başındaki yönetmenler için çok değerli." diye konuştu.
Atak, daha makul fiyatlarla sinema keyfi yapma imkanının da özellikle genç izleyicilere cazip geldiğini kaydetti.
"Bağımsız işletmeler tekele karşı korunmalı"
Kızılay'da yıllara meydan okuyan ve her başkentlinin en azından bir kez film seyrettiği bağımsız sinema salonunun sahibi Can Yüksel de işletmesinin bir alternatif olarak var olması için çaba harcadığını söyledi.
Salonun girişinde sinemaseverleri karşılayan eski sinema makinesi, mekanın yıllar öncesine dayanan geçmişine ışık tutarken, bilet satışından, büfe hizmetlerine kadar her şeyle ilgilenen Yüksel, seans sonrası izleyicilerle filme ilişkin sohbetlere de katıldığını anlattı.
Yüksel, AA muhabirine, sinema salonu işletmesi ve film dağıtımında tekelleşmeye doğru gidildiğini belirterek, belli bir yabancı firmanın sektörün yarıya yakınını ele geçirdiğini savundu.
Dağıtım şirketlerince konulan ağır sözleşme şartlarının, bağımsız sinema salonlarını zora soktuğuna dikkati çeken Yüksel, bağımsız işletmecilerin devre dışı bırakılmaya çalışıldığını ifade etti.
Yüksel, vergi yükünün küçük firmaları zorladığına işaret ederek, "Ağır vergiler sadece bağımsız sinema salonlarını değil tüm sektörü etkilemekte. Rekabet Kurulunun tekel haline gelen işletmecilerden bağımsız salonları koruması gerekiyor." ifadesini kullandı.
Alışveriş merkezlerindeki sinema salonlarının konfor ve teknik özellikleriyle sektöre oldukça iddialı girdiğini, farklı salon konseptlerinde film izleme seçeneği sunduğunu belirten Yüksel, bu nedenle izleyicilerin çoğunun, bu sinemalara yöneldiğini söyledi.
Bağımsız salonların da imkanları ölçüsünde kendisini yenilediğini anlatan Yüksel, nostaljik sinemalarda film izleme keyfinin yeniden keşfedilmeye başladığını, kokusu, havası ve alternatif film seçenekleri nedeniyle nostaljik salonların sinemaseverler tarafından tekrar tercih edildiğini vurguladı.
Yüksel, şöyle devam etti:
"Sinema sektörü gelişti, henüz endüstri haline dönüşmese de ekonomisi bayağı etkin hale geldi. Dolayısıyla yabancı girişimcilerin dikkati de buraya çevrildi, ihracatta da önemli bir kalem haline gelen bu sektörün özenle korunması gerektiğini düşünüyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığının, Rekabet Kurulunun konuya dikkatle eğilmesi, günü kurtaracak değil sektörün ihracata etkisini, soft power olarak Orta Doğu'daki etkisini de düşünerek hareket etmesi lazım."
"Sinemayı, sinemada izlemek istiyoruz"
Eşiyle film izlemeye gelen bir sinemasever, nostaljik sinemaları sıcak ve butik ortamları nedeniyle tercih ettiğini, senelerdir bu salonlarda film izlediklerini belirterek, "sinemayı sinemada izleme"nin ayrı bir keyif olduğunu vurguladı.
Bir "Başka Sinema" izleyicisi ise eski sinema kültürünün yaşamasını önemsediğini, bu nedenle nostaljik salonları tercih ettiğini söyledi.
Bağımsız salonları gişe kaygısı olmayan filmler gösterdikleri için tercih ettiğini vurgulayan bir sinemasever de "Bu sinemalar öğrenciyken de geldiğimiz yerler. Nostaljik bir yanı var." ifadesini kullandı.