İSTANBUL (AA) - VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, Cumhurbaşkanlığı Hükumet Sistemi'ne geçişin ardından karar alma süreçlerinin çok hızlandığını belirterek, "Yapısal değişim ve dönüşüm sayesinde Türkiye artık tünelden çıktı, türbülansı geride bıraktığımızı söyleyebiliriz." dedi.
AA Finans Masası'na konuk olan Özcan, bankacılık sektörü ve Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken, yeni kredi kampanyalarının detaylarını da açıkladı.
Özcan, Türkiye’nin 2018 yılına aslında çok iyi başladığını ancak Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle ilgili seçimin gündeme gelmesinin ardından bir anda piyasaların karışmaya başladığını söyledi.
Önce piyasa algısının bozulmaya çalışıldığını belirten Özcan, "Aslında bence yapılanlar Gezi olaylarıyla başlayan bir sürecin devamı niteliğindeydi. Malumunuz 2013 yılında Gezi olaylarıyla başlayan, 17-25 Aralık'la devam eden ve nihayet hain darbe girişimiyle doruğa çıkan Türkiye’ye yönelik saldırılar boyut değiştirdi ve bu sefer Türk ekonomisini hedef aldı, kur ataklarıyla kendini gösterdi." diye konuştu.
Bu süreçte reyting şirketlerinin de hiçbir gereği yokken haksız yere hem ülke notunu hem de Türk bankalarının notunu düşürdüğünü anımsatan Özcan, böylece uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye olan güveninin sarsmaya çalışıldığına dikkati çekti.
Özcan, yine bu dönemde kur ataklarıyla da dolar karşısında TL'nin hızlı bir değer kaybı yaşadığını anlattı.
Ancak bütün bunlar olurken Türkiye'de seçimlerin büyük bir başarıyla sonuçlandığını ve Türkiye'nin yeni bir sisteme geçtiğini belirten Özcan, "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin getirdiği çok önemli bir şey var; karar alma süreçleri çok hızlandı. Etkin yönetim gerçekten zirveye çıktı. Bu sayede Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde daha önceki saldırılar devlet ve millet işbirliğiyle nasıl atlatıldıysa bu badireden de kurtulduk." ifadelerini kullandı.
"Türkiye yeniden şahlanacak"
Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin ne kadar yararlı olduğunu bu süreçte bir kez daha şahit olduğunu dile getiren Özcan, şöyle devam etti:
"İnanının cumartesi ve pazar günü bile her türlü kararlar alınabildi. Mesai kavramı olmadan gece gündüz çalışıldı. Alınan proaktif tedbirler sayesinde ekonomide düzelme başladı. Nitekim bugün itibarıyla bakıldığı zaman makroekonomik göstergeler çok pozitif. Örneğin enflasyon oranlarında ciddi bir gerileme var, faizlerde bir gerileme var, hem mevduat hem de kredi faizleri düşüyor. Yine kurda ciddi bir istikrar sağlandı. Türkiye'nin en büyük sorunu olarak gösterilen cari açıkta da çok önemli ilerlemeler sağlandı. Son 4 aydır cari fazla veriyoruz. Artık ihracatımız da ivme kazandı.
Dolayısıyla bu yapısal değişim ve dönüşüm sayesinde Türkiye artık tünelden çıktı, türbülansı geride bıraktığımızı söyleyebiliriz. Türkiye doğru yolda ilerliyor, Allah izin verirse 2019'un sonunda Türkiye’nin yeniden şahlanacağını, ekonomik büyümenin yeniden eski günlerdeki gibi yükseleceğini söyleyebiliriz. Ben şahsen bir bankacı olarak geleceğe çok pozitif bakıyorum."
Özcan, aynı zamanda bazı sorunlar da bulunduğunu belirterek, "Tabii ki her şey güllük gülistanlık değil. Sonuçta çok büyük olaylar yaşadık, çok büyük saldırılara maruz kaldık. Bu atakların saldırıların sonucunda tabii ki bir takım hasarlar oluştu ancak bilhassa biz kamu bankaları olarak bu hasarları sarmak için elimizden geldiğince büyük bir çaba gösterdik. Büyük bir sorumluluk altına girdik. Bunun da meyvelerini toplamaya başladık." şeklinde konuştu.
"Her şeye rağmen başarılı bir yıl geçirdik"
VakıfBank Genel Müdürü Özcan, VakıfBank olarak henüz 31 Aralık 2018 mali tablolarının açıklanmadığını ancak Eylül 2018 itibarıyla bazı finansal bilgileri paylaştı.
Geçen yıl eylül sonu itibarıyla aktif büyüklüklerinin 350 milyar lirayı aştığını ve kredi büyüklüklerinin 310 milyar lira civarında olduğunu söyleyen Özcan, "Sermaye yeterlilik rasyomuz yüzde 17'ler seviyesinde. Bu da bankacılık sistemi açısından çok önemli bir gösterge ve bizim rasyomuz gerçekten çok iyi. Nitekim biz 'Tier 1' dediğimiz 5 milyar TL tutarında bir tahvil ihracı yaptık. Bu da bizim sermayemizi güçlendirmesi açısından çok önemli bir katkı sağladı." ifadelerini kullandı.
Banka olarak yurt dışından sağlanan 14 milyar dolar civarında kaynağı Türkiye ekonomisinin hizmetine sunduklarını dile getiren Özcan, "2018 yılında bu kur atağı olmasaydı fevkalade güzel bir yıl geçirmiş olacaktık ama her şeye rağmen yine de başarılı bir yıl geçirdiğimizi söyleyebilirim." dedi.
"Kredi kartı borcunu yapılandırmak isteyenlere 1,10 faiz oranı"
VakıfBank Genel Müdürü Mehmet Emin Özcan, bankanın sağladığı kredi kampanyalarına ilişkinde önemli açıklamalarda bulundu.
Ekonomide maruz kalınan ataklar sebebiyle ekonomide özellikle dar ve sabit gelirliler ile KOBİ'lerin olumsuz etkilendiğini dile getiren Özcan, kamu bankaları olarak sorumluluk gereği toplumun bütün kesimlerine erişmek istediklerini ve bu kapsamda çeşitli kampanyaları hizmete geçirdiklerini bildirdi.
VakıfBank olarak bu kapsamda 3 kampanya sunduklarını belirten Özcan, şöyle devam etti:
"Birinci kampanyamız kredi kartı kampanyası. Aslında bu kampanyayı ilk önce Ziraat Bankası açıklamıştı. Biz de Ziraat Bankası'na benzer şekilde kendi kredi kartı müşterilerimize bu kampanyayı başlatmış olduk. Bir kere bankamızın kredi kartı borçluları eğer borçlarını ödemekte zorlanıyorlarsa. Yani eğer borçlarının asgari bakiyesini ödeyip kalanını taksitlendiriyorlarsa ve bir şekilde sarmala girmişlerse bu bir müddet sonra bu kredi kartı borçlarının ödeme güçlüğüne düşerek yasal takibe intikal etmeleri anlamına gelebilir. Biz bu müşterilerimizi rahatlatmak için bir kampanya yapalım diye düşündük. Burada da müşterilerimize eğer 24 aya kadar bu kredi kartı borçlarını yapılandırmak isterlerse aylık yüzde 1,10 faiz uygulayacağız. Kredi kartlarında yasal faiz oranı aylık yüzde 2,25’tir. Yine aynı şekilde borçlarını 60 aya kadar yapılandırmak isterlerse de aylık faiz oranı yüzde 1,20 olacak. Bizim kredi kartı borçlusu müşterimizin başka bankaların da kartı varsa ve oradaki borçlarını da yapılandırmak isterlerse de yardımcı olacağız. Tabii o kartları bize taşımaları kaydıyla."
Bu şekilde 200 binin üzerinde başvuru beklediklerini aktaran Özcan, “Bizim aşağı yukarı 4 milyon civarında kartımız var. Biz kredi kartı sayısında sektörde yaklaşık yüzde 7 paya sahibiz, ama kredi kartı hacminde ise yaklaşık yüzde 6'lık paya sahibiz. Kredi kartları hacmi bakımından yani harcama bakımından biz 7. bankayız. İlk 6'da özel banka var biz 7. sıradayız. Kamu bankaları açısından birinciyiz bu anlamda." şeklinde konuştu.
"Esnafımız, KOBİ'lerimiz, tüketicilerimiz rahat bir nefes alacak"
VakıfBank Genel Müdürü Özcan, ikinci kampanyalarının şimdilik sadece VakıfBank'ta olan "Yapılandırma Kampanyası" olduğunu belirterek, konuşması söyle sürdürdü:
"Bizim kredi borcu olan bireysel ve ticari müşterilerimiz var. Bizim aşağı yukarı 3 milyon liranın altında VakıfBank'a borcu olan ve 31 günden fazla aksaması bulunan yaklaşık 130 bin müşterimiz var. Bu müşterilerimizin aksaması, onların ödeme güçlüğü içerisinde olduğunu gösteriyor. Belki bunların bir kısmı takibe intikal ettirilecek. Biz de bu müşterilerimize diyoruz ki; 'Gelin sizinle de el sıkışalım bize olan borçlarının uygun faiz ve vadeyle yapılandıralım'. Eğer bireysel müşteriyse, tüketici kredisi kullanmışsa, bu müşterimize diyoruz ki; 'Sana 3 ay ödemesiz dönemli, 36 ay da vadeli. Eğer borcun miktarı 100 bin liranın altındaysa aylık faiz oranı 0,98 olsun' diyoruz. Aylık 0,98 faiz oranıyla 100 bin liranın altında (kredi) borcu olan tüketicilerin borcunu, 3 ay ödemesiz 36 ay vadeli ile yapılandıracağız. Eğer ticari bir müşterimiz ise o zaman da 6 ay ödemesiz, 60 aya kadar vade vereceğiz.
Eğer borcun miktarı 100 bin lira ile 750 bin lira arasında ise, o zamanda bu müşterilerimize aylık 1,25 faiz oranını uygulayacağız. Yine aynı vade şartlarıyla; tüketicilerde 3 ay ödemesiz 36 ay vade, ticari firmalarda, KOBİ'lerde özellikle 6 ay ödemesiz 60 ay vade imkanı sunacağız. Onlara da 100 bin lira 750 bin lira arasındaysa yüzde 1,25 faiz oranını, 750 bin lira ile 3 milyon lira arasındaki müşterilerimize de aylık yüzde 1,5 faiz oranını uygulayacağız. Böylece bu türbülans döneminde, yaşanan ekonomik çalkantılar sebebiyle bir şekilde zarar gören, sıkıntıya düşen, ödeme güçlüğü içerisinde bulunan küçük esnafımız, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerimiz ve tüketicilerimiz rahat bir nefes alacak."
"Faizden vazgeçiyoruz"
Mehmet Emin Özcan, bir diğer kampanyalarının borcu temerrüde düşmemiş, borçlarını ödeyen ama ödemekte zorluk çeken, borcunun taksitinden vadesinin üzerinden 30 günden fazla zaman geçmiş müşterileri yönelik olduğunu söyledi.
Söz konusu müşterilerine yasal takibe düşmeden rahat nefes aldırmak istediklerini belirten Özcan, takipteki kredilerin faizinin sıfırlanmasına yönelik kampanyada ise, VakıfBank'a olan borcu 100 bin liranın altında olan ama yasal takibe maruz kalmış müşterilerine borcunu defaten veya bir yıla kadar vade imkanı sağladıklarını aktardı.
Özcan, söz konusu kampanyada bütün faizleri sıfırladıklarının altını çizerek, "Yani 100 bin liranın altında borcu varsa ve takibe düşmüşse müşterimiz, diyoruz ki 'Gelin biz sizinle de el sıkışalım. Ana para borcunuzu defaten ya da 1 yıl içinde ödeyin. Eğer ödeyebiliyorsanız peşin ödeyin. Peşin ödeme şansınız yoksa, o zaman biz bunu taksitlendirelim bir yıl içinde ödeyin. Bir yılın sonunda da borcunuzu kapatın, biz de sizden faiz almayalım, sıfır faiz. Faizden vazgeçiyoruz." diye konuştu.
"Başvuranların imalatçı ve ihracatçı olanları 2 bin firma"
Özcan, 10 Ocak'ta Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın duyurduğu "KOBİ Değer Kredisi" paketine kamu bankaları dahil toplam 13 bankanın iştirak ettiğini belirterek, toplam paket büyüklüğünün 20 milyar TL olarak öngörüldüğünü söyledi.
Paketin ayrıntılarına değinen Özcan, "Cirosu 25 milyon liraya kadar olan işletmeler bundan faydalanacak. Eğer işletme, imalatçı ve ihracatçıysa o firmalara 1 milyon liraya kadar kredi verilecek. İmalatçı ve ihracatçı olmayan diğer firmalara ise 500 bin liraya kadar kredi verilecek. Bu kredilerde de Kredi Garanti Fonu'nun (KGF) kefaleti olacak. Bu kredilerin vadesi de şöyle; 6 ay ödemesiz 36 ay vade, faiz oranı aylık 1,54 olacak. Bugünkü faiz hadlerinin oldukça altında bir rakam. Bize aşağı yukarı 10 günde 7 bin şirket başvuru yaptı, 2,5 milyar lira kredi talebinde bulundular. Bu da rekor bir başvuru. Çok kısa sürede çok büyük başvuru aldık. Başvuranların imalatçı ve ihracatçı olanları 2 bin firma." diye konuştu.
Özcan, sürecin başarılı bir şekilde devam ettiğini belirterek, KOBİ'lerin paketten çok büyük istifade sağlayacağını ve paketin ekonomiye çok büyük artısı olacağını ifade etti.
"Düşük faizli yapılandırma kampanyasından 130 bin müşterimiz faydalanacak"
Mehmet Emin Özcan, kredi kartı borçları takibe düşmüş müşterilerinin, kredi kartı borçlarının yapılandırmasından yararlanamayacağını, söz konusu kampanya ile kredi kartı borcunu ödemekte zorlanan müşterileri hedeflediklerini anlattı.
Diğer bütün bankaların da bu kampanyaları uygulamasını istediklerini belirten Özcan, böylece bütün kredi kartı borçlularının rahatlayacağını dile getirdi.
Özcan, VakıfBank müşterilerinin diğer bankalarındaki kredi kartlarını iptal etmesi şartıyla, söz konusu kart borçlarına yönelik tüketici kredisi verdikleri ve diğer bankaların kredi kartlarını iptal etmesine yönelik bir sorun yaşamadıklarını ifade etti.
Kredi kartı borcu takibe düşmüş müşterilerinden ana para borcu 100 bin liranın altında olanların, borcunu sıfır faizle ödeyebilmesi imkanını vereceklerini söyleyen Özcan, diğer banka müşterilerinin de VakıfBank'ın kampanyalarından yararlanabildiğini kaydetti.
Özcan, düşük faizli yapılandırma kampanyasındaki hedeflerine ilişkin soruya, "31 gün ve üzeri (borç) aksaması olan bireysel müşterilerimizin sayısı 111 bin civarında. 19 bin civarında da ticari müşterimiz var. Toplamda 130 bin civarında müşteri, bundan faydalanacak. Bu kampanya kapsamında toplam alacağımız da 5 milyar TL'ye yakın. Bu alacağımızı bu şekilde yapılandırmak istiyoruz." yanıtını verdi.
"Şu an 7 bin başvuruyu geçmiş durumdayız"
VakıfBank Genel Müdürü Özcan, başka paket çalışmalarının da bulunduğunu ve gelecek dönemde bunun da müjdelerinin kamuoyu ile paylaşılacağını duyurdu.
Bu ay içinde Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın lansmanını yaptığı "KOBİ Değer Kredisi" paketine çok yoğun talebin olduğunu söyleyen Özcan, "Şu an 7 bin başvuruyu geçmiş durumdayız. 2,5 milyar lira belki bugün 3 milyar liraya ulaşmıştır." dedi.
Özcan, kamu bankaları öncülüğünde devam eden kampanyaların devamının gelip gelmeyeceğine ve özel sektör bankalarının da bunu takip edip etmeyeceklerine ilişki soru üzerine, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Kampanyaların devamının gelmesi lazım. Bankacılık sektörünün bu dönemde elini taşın altına koyması gerekir. Sadece kamu bankalarının değil tüm bankaların bu fedakarlığı yapması lazım. Kamu bankaları olarak kredi kartı pazarında payımız küçük. Yaklaşık yüzde 9 Ziraat Bankası, yüzde 7 VakıfBank ve yüzde 5 Halkbank pazar payı var. Halbuki, kredi kartı sayısı açısından daha büyük özel bankalar var.
Kredi kartı işlem hacmi açısından VakıfBank'ın payı yüzde 6,25, Ziraat Bank'ın yüzde 5 ve Halkbank'ın yüzde 3'ün üzerinde. Burada da yine ağırlıklı özel bankalar var. Biz bu kampanyaları rekabet için yapmıyoruz. Kredi kartı borçluları rahat nefes alsın diye yapıyoruz. Ama özel bankalar da bunu yaparsa büyük memnuniyet duyarız. Sonuçta tüketicinin, bireylerin rahatlaması, bugünleri kolay atlatması lazım. İlgili bankalar müşterilerinin bize gelmesini istemiyorlarsa, onlar da böyle kampanyalar yapması lazım."
"Kamu bankaları çok güzel yönetildi"
Mehmet Emin Özcan, son 15-16 yılda kamu bankalarında üst düzey yönetici olarak görevlerde bulunduğunu ve VakıfBank'ta genel müdür olarak 2'nci yılını devam ettirdiğini belirtti.
Kamu bankalarının uygulamakta olduğu kampanyaların banka bilançolarında bozulmalar meydana getirebileceği yönündeki eleştirilere Özcan, şunları söyledi:
"Kamu bankalarındaki görev zararı uygulaması Ziraat Bankası ve Halkbank'ta yapılıyordu. Ziraat Bankası çiftçilere ve Halkbank esnafa kredi kullandırıyordu. Bunlar teknik krediler ve Hazine destekliydi. Oradan kaynaklı bir görev zararı uygulaması vardı. 2000 yılında yaşanan krizden sonra bu görev zararı uygulamasına son verildi. Hazine'nin ne kadar destek vereceği bütçe ile belirlendi. Çiftçiye ve esnafa yapılacak destek bütçeye konuyor ve Hazine tarafından bu bankalara veriliyor. Dolayısıyla görev zararı diye bir şey yok. Bugün kamu bankaları da özel bankalar gibi karlılık ve verimlilik üzerine çalışıyor. Son 16 yıldır da bu bankalar çok güzel şekilde yönetiliyor. Son 16 yılda Türkiye'de sağlanan güven ve istikrarın çok büyük bir rolü var. Güçlü hükümetler olmazsa, siyasi ve ekonomik istikrar olmazsa kamu bankalarımız böyle güzel işler yapamazdı.
Bütün ticari işletmelerde, işletmeye para koyan ortak ya da hissedar, o işletmenin özkaynak karlılığının en azından enflasyonun üzerinde olmasını ister. Bankacılık en çok sermayeye ihtiyaç duyan sektör. Hiçbir sektörde, bankacılık kadar yüksek sermaye ihtiyacı olmaz. Çünkü bankacılık sektörü güven, itibar müessesesidir. Bankaların da bu güveni koruyabilmek için yüksek sermaye ile çalışması gerekli. Ayrıca bankalar verdikleri her kredi için karşılık ayırmalı. Bankalar özkaynağı güçlendirmek için karları bünyede bırakır. Sermaye karlılığı çok önemlidir. Bankanın varlığını sürdürebilmesi için karlılığını koruması gerekir."
"Karlara nominal değil oransal bakılmalı"
Özcan, geçen yıl enflasyonun yüzde 20'nin üzerinde gerçekleştiği göz önüne alındığında herhangi bir işletmenin karlı sayılabilmesi için yüzde 20'nin üzerinde kar etmesi gerektiğini söyledi.
Bankacılık sektörünün 2018'de özkaynak karlılığının yüzde 10'lar civarında olmasını beklediğini ifade eden Özcan, bankaların karına nominal olarak değil, oransal olarak bakılması gerektiğinin altını çizdi.
VakıfBank Genel Müdürü Özcan, "Nominal olarak bakarsanız yanılırsınız. VakıfBank'ın özkaynakları 20 milyar liranın çok üzerinde. Faraza 30 milyar lira olsun. Enflasyon kadar kar yapsanız 6 milyar lira yapar. Halbuki, ancak bu karla sermayesini koruyabilmiş. Maalesef böyle bir yanılgı olabiliyor. Aslında koyulan sermayeye göre oransal kar çok büyük değil." ifadelerini kullandı.
"Sokağa atacak 1 liramız yok"
VakıfBank Genel Müdürü Özcan, yapılan bütün kampanyaların, açıklanan paketlerin hepsinin en ince düşünüldüğünü, en ufak ayrıntısının hesaplandığını, kamu yararının gözetildiğini söyledi.
"Bizim sokağa atacak 1 liramız yok." diyen Özcan, basiretli tüccar gibi hareket etmek zorunda olduklarını ve bankaların ticari müesseseler olduğunu belirtti.
Özcan, "Bankalar, karlılık ve verimlilik esasına göre çalışan yerler. Biz yaptığımız her kampanyanın maliyetini hesaplıyoruz. Bunların hepsinde hem toplumun hem bankanın yararı var." dedi,
Söz konusu yapılandırmaları ülkenin geleceğine olan inanç ve güvenle yaptıklarını belirten Özcan, "Yani biz diyoruz ki zaten faiz hadleri daha da aşağı gelecek, enflasyon daha da inecek. Şimdi faiz hadlerinin aşağı geldiği enflasyonun düştüğü bir dönemde artık daha düşük faizlerle bugünden kredi vermenin çok mantıklı bir şey olduğunu söylemek lazım. " diye konuştu.
"Yeni kampanya paketleri yakın zamanda gelecek"
Vakıf Bank Genel Müdürü Özcan, muhtemel yeni kampanya paketlerinin de yakın zamanda gelebileceğini söyledi.
Yakın zamanda çok uygun maliyetle 550 milyon TL karşılığı 8 yıl vadeli bir kredi temin ettiklerini belirten Özcan, yurt dışından Türk lirası olarak borçlandıklarını ifade etti.
Bununla da yine bir kampanya düşündüklerini dile getiren Özcan, "Daha henüz bunu tam kararlaştırmadık ayrıntıları ama inşallah bunu da yakın zamanda kamuoyuna açıklarız." dedi.
"Türkiye artık eski Türkiye değil." diyen Özcan, şunları kaydetti:
"Türkiye güçlü, modern ve yeni Türkiye'dir. Biz de yeni Türkiye'nin lider bankası olma vizyonuyla yola çıktık. Geleceğe güvenin, Türkiye'nin geleceği parlaktır ve Türkiye'nin geleceği aydınlıktır. Hiç kimsenin bundan kuşkusu olmasın. Bütün ekonomideki aktörlerin bu duyguyla hareket etmesi lazım. Ekonomide en önemli faktör, psikolojik faktördür. İnsanlar eğer Türkiye'nin geleceğine inanırsa, inanın her şey çok daha güzel olur ve çok daha hızlı düzelir. Şu anda Türkiye'de çok doğru politikaların uygulandığını görüyorum. Biz kamu bankaları olarak da zaten her zaman devletimizin ve milletimizin yanındayız."
Muhabir: Abdulselam Durdak-Ali Atar-Murat Birinci
Muhabir Bekir Gürdamar
Yayınlayan Alperen Yurtoğlu