Selahattin Bölükbaşı
İAÜ Yeni Medya Y.L.
Yeni Medya ve Film Çalışmaları
YENİ MEDYA KURAMLARI VE SİNEMA İLİŞKİSİ BAĞLAMINDA “LACASA DE PAPEL” ADLI DİZİ FİLMİN AÇIMLANMASI
ÖZET
Bilginin en değerli kaynak, üretim aracı, hatta temel ürün olduğu enformasyon toplumunda; maddi olmayan imajlar, logolor ve semboller ön plandadır. Enformasyon dolaşımını sağlayan yeni iletişim teknolojilerindeki gelişmeler, enformasyon toplumu kuramlarının temel ilgi alanı olmuştur. Başrollerini Ursula Corbero, Alvaro Morte, Itziar Ituno'nun paylaştığı, Alex Pina'nın yapımcısı olduğu, Netflix'in ödüllü bir dizi filmi olan La Casa De Papel, dört sezonluk seri ile televizyonun internetle düet yaptığı Netflix ekranlarındadır. Enformasyon okuryazarlığının en etkili bir şekilde kullanıldığı dizinin konusu; aylar önce planlanan ve çalışılıp geçekleştirilen soygunlardır. 2017’de İspanya televizyonlarında yayına başlayan La Casa De Papel adlı dizi film, yeni medya kuramları ile olan ilişkisi doğrultusunda açımlanacaktır.
Anahtar Kelimeler: Yeni Medya Kuramları, Enformasyon Çağı, Dizi Film, La Casa De
Papel
1. Giriş
İspanyollar'ın en ünlü dizi filmlerinden birisi olan "La Casa De Papel" adlı dizi; 2018'de Uluslararası Emy Ödülleri'nde "En İyi Drama" ödülü ve Premios Fenix'te de “En İyi Drama’ ödüllerini kazanmıştır. Yapımcılığını Alex Pina'nın gerçekleştirdiği, Türkçe "Kağıt Ev" anlamına gelen La Casa De Papel, drama türünde bir İspanyol dizisidir. Dizi; bir İspanyol kanalı olan Antena 3'te, 2 Mayıs 2017 tarihinde yayına girmiştir.
Başrollerini Ursula Corbero, Alvaro Morte, Itziar Ituno'nun paylaştığı dizi filmde; yardımcı karakterlerin de gerçekleştirdiği başarılı performans, dizinin dünya çapında ilgiyle izlenip beğenilmesini sağlamıştır. Dizide rol alan diğer oyuncular: "Pedro Alonso, Alba Flores, Miguel Herran, Jaime Lorente, Esther Acebo, Enrique Arce, Darko Peric, Hovik Keuchkerian, Luka Peros, Belen Cuesta, Fernando Cayo, Rodrigo de la Serna, Najwa Nimri, Paco Tous, Maria Pedraza, Kiti Manver."
İlk iki kısımda İspanya Kraliyet Darphanesi, üç ve dördüncü kısımlarda ise İspanya Merkez Bankası'na yapılan soygunların işlendiği dizide Profesör (Alvaro Morte), soygunlardan aylar önce ekibi ile kampa girerek yapacakları soygunları en ince detayına kadar çalışmıştır. Bu çalışmaları adeta öğrencilerine eğitim veren gerçek bir profesör gibi gerçekleştirerek, olağan dışı durumlarda nasıl hareket edeceklerini ekibine öğretmiştir. Gerektiğinde bir cerrah gibi nasıl ameliyat edebileceklerini ya da yakalanmaları durumunda başlarına nelerin gelebileceğini bir avukat gibi öğrenmelerini sağlamıştır.
1. Giriş
Özellikle ilk iki kısmı oldukça heyecanlı geçen dizinin çekimleri İspanya'nın başkenti Madrid'de yapılmıştır. İlk önce “Antena 3” adlı bir İspanyol kanalında yayına başlayan La Casa De Papel adlı dizi, 2017 yılında yayın haklarını dünyanın en ünlü film ve dizi platformu olan Netfl ix'e satmıştır. Netfl ix, dizinin sürelerini kısaltıp dört kısım olarak yayınlamaktadır.
Alvaro Morte (Profesör)'nin NTV Haber Sitesi’nde yayınlanan bir röportajında, kendi canlandırdığı karakter hakkında sorulan soruya şu cevabı vermiştir:
"Bana sorarsanız, Profesör’ün en önemli özelliklerinden biri tam da bu: Tarif edilemezlik! Her zaman şaşırtan bir karakter o; ürkek, ufak, gri ve tarif edilmesi güç bir görüntüsü var. Üzerini kazıdıkça sizi daha çok ve daha çok şaşırtan koca bir dünyayla karşılaşıyorsunuz. Tabii ki onun metodik, entelektüel ve vicdanlı bir kişi olduğunu hepimiz biliyoruz. Fakat gerçekte kim bu Profesör, nasıl biri? Bir arkadaşım ilk sezonu izledikten sonra bana şöyle dedi: “Profesör’ün müptelası oldum ama gerçekte nasıl bir adam olduğu konusunda hiçbir fikrim yok. Yalan mı söylüyor, doğru mu söylüyor, gerçekten müfettişe âşık mı oluyor yoksa bu, onun planının bir parçası mı? “Bence bu tarif edilemezlik, bu gizemli çember tam da karakterin büyüsünün dayandığı nokta işte."
Soygun esnasında dışarıda adeta kendisine bir üs kuran Profesör, önündeki bilgisayarlardan Kraliyet Darphanesini gözlemlerken, Darphane'nin telefonu ile de içerideki lider Berlin (Pedro Alonso) ile belirli aralıklarla görüşmeler yapmaktadır. Polislerin kurduğu kriz merkezinin içine kadar girerek onları ustalıkla yönlendirmiştir.
Netfl ix'ten dizi hakkında şu açıklama yapılmıştır:
"Álex Pina tarafından yaratılan La Casa de Papel, soygun türünde bir TV dizisidir. Pina, onu kendi kendine yeten bir televizyon hikayesi olarak öngördü, tipik soygun filmlerine göre avantajı, karakter gelişiminin oldukça uzun bir anlatı yayına yayılabilmesiydi. Soygun türü genellikle rasyonel bir erkek Anglo-Sakson odak noktası ile anlatılırken, La Casa de Papel, bir kadın (Tokyo) perspektifinden anlatarak, komedi enjekte ederek ve gösteriye güçlü bir Latin kimliği vererek soygun hikayesini yeniden canlandırıyor. Bu nedenle, dostluğun tutkusu ve dürtüsü gibi duygusal dinamikler, duygular ve sevgi, daha fazla gerginlik için stratejik mükemmel suçu dengeliyor. Soygun filmi formülü, çetenin nasıl bir araya getirildiği konusunda durmak yerine açılış görüntülerinden sonra soygunu başlatarak daha da altüst olur. Flashbackler, zaman atlamaları ve Tokyo, güvenilmez bir anlatıcı olarak anlatım karmaşıklığını arttırır."
2. La Casa De Papel Dizi Filmiyle İlgili Yeni Medya Kuramları
“İletişime ilişkin ilk kuramsal ve felsefi yaklaşımlardan birisi olan Aristo'nun retorik yaklaşımı; bir davayı kazanmak, bir tartışmada üstün gelmek veya bir dinleyici gurubunu ikna etmek için söylev türleri, içerikler ve sözel yöntemler üzerine bir düşüncedir. "Nasıl bunu daha iyi dile getirebilirim" veya "Bu kararın gerekliliğine nasıl inandırabilirim" sorularına cevap arar. İknanın genel ilkelerini betimlemektedir” (Yeni Medya ve Dokunmatik Toplum, 2014: 22).
“Modern dünyanın kurulmasıyla ortaya çıkan kalabalıkları anlamlandırmak için kullanılan "Kitle toplumu ve kültürü yaklaşımları" bilimsel yönteme değil; spekülasyona ve muğlak değerlendirmelere dayalı açıklamalardır” (Kitle İletişim Kuramları, 2018: 39-54).
“Kitle toplumu ve kitle kültürü kuramcılarından Gustave Le Bon, kitle psikolojisi üzerine çalışır. Gustave Le Bon'a göre: "İnsanlar kitle içerisindeyken kişiliksizleşir, bilinçaltındaki tüm yıkıcı duyguları açığa çıkarır, daha cüretkar olur, barbarlaşır, telkine daha açık hale gelir. Kitleler; uygarlığın düşmanı ve yıkıcı bir güç olarak görülmektedir."
“Kitle kuramcılarından T.S. Eliot ve Walter Lippman, kitleleri yönlendirecek elitlere ihtiyaç olduğunu savunmaktadır. Lippman'a göre, eğer insanlar irrasyonel bilinçdışı güçlerle yönlendiriliyorsa, demokrasiyi yeniden düşünmek gerekmektedir. Şaşkın güruhu yönetip yönlendirecek bir elit kesime ihtiyacın var olduğu görüşünü savunmaktadır.”
“Sınırlı etkiler dönemi kuramcılarından Bernard Cohen'in "Gündem düzenleme kuramı"na göre; kitle iletişim araçları, insanların nasıl düşüneceğini değil, ne hakkında düşüneceğini belirlemede etkilidir” (Kitle İletişim Kuramları, 2018: 117).
“Teknolojik merkezli kuramlardan "Teknolojik belirlenimci yaklaşım"; daha çok teknolojilerin getirdiği - getireceği avantaj ve dezavantajlar üzerine odaklanmaktadır. O teknolojinin kullanıldığı toplumsal yapıyı, egemenlik ilişkilerini göz ardı etmektedir. Buna teknolojik belirlenimcilik denmektedir. Tekonolojiyi diğer toplumsal alanlar karşısında bağımsız değişken olarak görmektedir. Mcluhan ve onun öncülü İnnis, teknolojik belirlenimci düşüncenin en önemli temsilcileridir. Modern toplumun şekillenmesinde iletişim teknolojilerine özel vurgu yaparlar.“
“Marshall Mcluhan "Medium is the message" (Araç mesajdır) sözü ile aracın taşıdığı mesajdan çok, aracın teknik özelliklerinin önemli olduğunu, "Küresel köy" söylemiyle de elektronik medya ile beraber, zaman ve mekanın önemini yitirdiğini, televizyon dünyanın herhangi bir yerindeki bir olayı naklen evlerimize taşıyıp, insanlık arasında ortak bir kültür ve ruh oluşturduğunu ifade etmektedir” (Yeni Medya ve Dokunmatik Toplum, 2014: 13).
“Enformasyon toplumu bilginin en değerli kaynak, üretim aracı, aynı zamanda temel ürün olduğu bir toplumdur. Maddi olmayan imajlar, logolar, semboller ön plandadır. Enformasyon dolaşımını sağlayan yeni iletişim teknolojilerindeki gelişmeler de enformasyon toplumu kuramlarının temel ilgi alanı olmuştur” (Kitle İletişim Kuramları, 2018: 262).
“Japonya'nın enformasyon toplumu raporunu hazırlayan Masuda; yeni oluşan toplumsal biçimi anlatmak için "Kompütopya" terimini kullanmaktadır. Bilgisayar - iletişim tekonolojisinin olduğu, merkezileşmiş bir yönetim olmaksızın işlerin yürütüldüğü bir ütopya türüdür. “
“Enformasyon kuramlarından "Sayısal eşitsizlik yaklaşımı": Bilginin üretilmesi, işlenmesi, paylaşılması ve değer yaratması sürecinin dışında kalan büyük çoğunlukla, bu sürece etkin olarak katılan küçük azınlık arasındaki eşitsizliği anlatan kavramdır. Sayısal eşitsizlikle ilgili olarak genellikle üç göstergeden bahsedilmektedir: Erişim, kullanım ve enformasyon okuryazarlığı. Enformasyon okuryazarlığı, enformasyon ve iletişim teknolojilerinin etkin bir biçimde kullanılma miktarını anlatmaktadır. Yeni iletişim teknolojilerini etkin kullanma yeteneği olan kişilere "Dijital yerli", bu yatkınlığa sahip olmayanlara "Dijital göçmen" denmektedir.”
3. Sinema Teknolojisi:
Sinemada özel efektler giderek daha fazla önem kazanmaya başlamıştır. Özel efektler dar anlamıyla doğrudan yaratıcı potansiyele sahip olan çok farklı etkinlikleri adlandırmaktadır. Sinemanın ilk zamanlarından benimsenen özel efektler sayesinde; filmin sürekli olarak arka arkaya çekilmesi gerekmez ve çizimler, resim ve maketler gerçekmiş gibi görüntülenebilir. Ayrıca özel efektler sayesinde farklı ortamlardaki çeşitli görüntüler birleştirilebilir ve daha etkin bir anlatım sağlanabilir (Monaco, 2011: 133). Bu bağlamda özel efektler sinemanın anlatım biçimlerini etkilemiş, değiştirmiş ve değiştirmeye devam etmektedir (Avatar filminin çözümlenmesi, Doç. Dr. Okan Ormanlı: 4).
4. Sonuç
Sinema, insan hayatının bir göstergesidir. Hayatın içerisinde var olan herşey sinemada da vardır. La Casa De Papel adlı İspanyol dizi film serisinin yapımcısı Alex Pina, sosyal hayatı adeta filme taşımıştır. Dünya çapında büyük bir ilgi ve beğeni ile izlenen dizi filmin başrol karakterlerinden ikna gücü oldukça yüksek olan Profesör'ün düzgün retoriği; onu müfettiş ile yaptığı konuşmalarda üstün tutarak, istediği gibi polisleri yönlendirmesini sağlamıştır. Müfettişi kendisine aşık ederek, yakalandığında hapse girmekten de kurtulmuştur.
Kalabalıkları çok iyi yönlendiren Profesör, soygunlar esnasında bölge halkını yanlarına almayı başarmıştır. Halkın üzerine para dahi yağdırmak, hırsızların taktıkları maskelerin halkın sempatisini kazanması, kurulan güçlü iletişim ile onların kitle kültürünün etkisi altına girmelerini sağlamış ve bilinçaltlarındaki duygularını açığa çıkartarak onları istediği gibi yönetmiştir. Profesör karakterine can veren Alvaro, Kitle kuramcılarından Eliot ve Lippman'ın kuramlarına örnek teşkil edercesine şaşkın güruhu yönlendirmeyi başarmıştır.
La Casa De Papel adlı dizi film serisinde, yapılan soygunlar esnasında yayınlanan haberler sayesinde, film karakterleri sürekli ülkenin gündeminde kalarak; insanların ne hakkında düşüneceklerini belirlemede etkili olmuştur (Gündem düzenleme kuramı).
Televizyonların soygunu canlı yayınlaması, Marshall Mcluhan'ın "Küresel köy" aforizmasına örnek teşkil ederek İspanyollar’ın aynı ruh ve düşünce içerisinde sempatik söyguncuları desteklemeye yöneltmiştir. Dizi film boyunca kullanılan iletişim teknolojilerinin özellikleri; Teknolojik Belirlenimci yaklaşımın en önemli kuramcılarından Mcluhan’ın "Araç mesajdır" sözünü betimlemiştir.
İspanya Kraliyet Darphanesi ve İspanya Merkez Bankası binalarında gerçekleştirmeyi planladıkları soygunlardan aylar önce bu mekanlarda incelemelerde bulunan ve en ince ayrıntıya kadar tüm bilgilere sahip olduktan sonra Profesör'ün verdiği eğitime tabii tutulan La Casa De Papel oyuncuları; yeteneğin yanında bilginin de ne kadar önemli olduğunu göstermektedirler. İşlerini bilgisayar ve iletişim teknolojilerini kullanarak gerçekleştiren Profesör'ün çalışmaları, Japonyalı kuramcı Yoneji Masuda'nın yeni oluşan toplumsal biçim "Kompütopya"ya uymaktadır.
Liderleri soygun mahallinin dışında olan hırsız karakterleri, dizi filmin bir bölümünde Profesör ile iletişim kopukluğu yaşadıklarında ne yapacaklarını bilemez duruma gelmişlerdir. Bilginin üretilmesi, işlenmesi ve paylaşılması süreçlerinde etkin olan karakterler, enformasyon ve iletişim teknolojilerini etkin bir biçimde kullanma yetisine sahip olan dijital yerli sınıfına girmektedirler.
Sinema teknolojisinde önde gelen özel efektlerin kullanıldığı, teknolojinin tüm kolaylıklarından yararlanıldığı dizi filmin bazı bölümleri Madrid'de çekilmesine rağmen efektler sayesinde farklı ülkelerde çekilmiş gibi gösterilmiştir. (üstteki iki art arda gelen fotoğrafta efekt çalışması görülmektedir.)
KAYNAKÇA
NTV Haber Sitesi 2018. Röportaj: https://www.ntv.com.tr/galeri/sanat/la-casa-de-papelin-profesoru-alvaro-morte-hakkinda-merak-edilenler-soygun-haya,_S183j2S2EC9AF-EYUdClQ/dVwuHV-Hyku7aCavgDjhLA
Netflix: https://www.netflix.com/title/80192098 (La Casa De Papel hakkında bilgi)
Prof. Dr. Deniz Yengin, Yeni Medya ve Dokunmatik Toplum, 2014: 22, (Yeni Medya ve Dokunmatik Toplum, 2014: 13)
Teknoloji: Tasarım ve Olgu Bağlamında “Avatar” Filminin Çözümlenmesi, ( Doç. Dr. Okan Ormanlı: 4)
Kuramlar: (Kitle İletişim Kuramları, 2018: 39-54), (Kitle İletişim Kuramları, 2018: 117)